Eğitim-İş’ den “2015-2016 Eğitim Öğretim Yılı Değerlendirme Raporu”

 Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (Eğitim-İş) Uşak Şube Başkanı Ercan uzun, “2015-2016 Eğitim-Öğretim Yılı Değerlendirme Raporu”nu açıkladı.

Uzun 2015-2016 Eğitim-Öğretim Yılı Değerlendirme Raporunda, "AKP iktidarının cumhuriyetimizin 90 yıllık eğitim birikimini yok sayarak uygulamaya koyduğu 4+4+4 düzenlemesi, dördüncü yılında yalnız eğitim açısından değil, içerdiği amaçlar ve yaratılmak istenen insan modeli yönünden de tam bir yıkım yasasına dönüşmüştür" ifadelerine yer verdi.

"DEVLETİN OKULLARDA DAĞITTIĞI KİTAPLAR POLİTİK AMAÇLARA HİZMET EDİYOR"

Milli Eğitim Bakanlığının eğitimde yıllardır acil çözüm bekleyen sorunları bir tarafa bıraktığına ve "dindar ve kindar nesil" yetiştirme hedefine uygun olarak dini eğitimi yaygınlaştırmaya çalıştığına değinilen raporda, "Bugün devletin okullarda dağıttığı kitaplar politik amaçlara hizmet eder hale gelmiştir. İçerik yönünden yetersiz, bilimsel olmaktan uzak ve yandaş firmalara hazırlatılan kitaplar, öğrencilere en temel bilgileri bile verebilecek nitelikte değildir" denildi.

"OKULÖNCESİ EĞİTİM GÖZDEN ÇIKARILDI"

Zorunlu ilköğretime başlama yaşının bir yıl erkene alınmasının ve okulöncesi eğitimin zorunlu eğitimin dışına çıkarılmasını, çocuğun gelişim ve eğitimine ilişkin olumsuz sonuçlarını kısa sürede ortaya çıkartıldığının yazdığı raporda, şu ifadelere yer verildi:

"MEB okul öncesi eğitimi gözden çıkarırken, 3-6 yaş grubu çocuklara kreş görünümü adı altında dini eğitim veren ve Diyanet İşleri Başkanlığı'yla bağlantılı "sıbyan mektepleri" resmi okul öncesi kurumlara alternatif olarak sunulmaktadır. Kız ve erkek çocukların ayrı sınıflarda olduğu, çocuklara tesettüre uygun kıyafetler giydirildiği bu kurumlar, açıkça okul öncesi çocuklarımızın ve ailelerinin dini yönden istismar edilmesine, Cumhuriyet değerlerine aykırı nesiller yetiştirilmesine aracılık etmektedirler. Eğitimin başına musallat edilen; dinselliği ve cinselliği ön planda tutan Cumhuriyet karşıtı bu kurumlar, eğitim sisteminin içini bir kurt gibi kemirmeye devam etmektedirler."

Uşak ve Bolu’da mülteci popülizmi; Ankara ve İstanbul’da ise mültecilere destek projeleri! Uşak ve Bolu’da mülteci popülizmi; Ankara ve İstanbul’da ise mültecilere destek projeleri!

"ÇOCUK İŞÇİLİĞİNİN ÖNÜ AÇILDI"

Eğitimin temel sorunlarından biri olan okullaşma oranlarındaki yetersizliğin, çözülememiş bir sorun olarak ortada durduğu vurgulanan raporda, çocuk işçiliğinin de önünün açıldığına değinildi. Raporda, "'Meslek Lisesi Memleket Meselesi" sloganıyla sermayenin resmi kurumlarla düzenlediği kampanyalar, özel meslek lisesi açacak iş adamlarına öğrenci başına 5 bin lira teşvik verilmesi bütün bunlar ucuz, nitelikli çocuk işçiler yaratmak içindir" ifadeleri yer aldı.

 

"İMAM HATİPLERİN SAYISINDA PATLAMA YAŞANDI"

Özel okulların sayısının, geçen yıla göre yüzde 28 oranında, 2011-2012 eğitim öğretim yılına göre de yüzde 95 oranında arttığı belirtildiği raporda, "AKP hükümetinin eğitim sistemini sermaye sınıfının çıkarları doğrultusunda nasıl şekillendirdiği ve eğitim sistemindeki ayrışma gözler önüne serilmektedir" yazıldı. Ayrıca, 4+4+4 düzenlemesiyle İmam hatip ortaokullarının yeniden açılması ve birçok genel lisenin imam hatip lisesine dönüştürülmesiyle, imam hatip okullarında inanılmaz bir artış yaşandığı belirtildi.

"BÜTÇEDE YATIRIMA YER YOK"

Özel öğretimi özendirmek için özel okulları doğrudan kamu kaynaklarıyla destekleyen siyasi iktidarın, "kaynak yok" bahanesiyle devlet okullarına, kamusal eğitime yeterli bütçe ayırmadığına dikkat çekilen raporda, AKP Hükümetinin bu yıl sadece zorunlu harcamaları karşılayan bir bütçe hazırlayarak, eğitim harcamalarının yükünü yine velilerin ve hayırsever vatandaşların sırtına yüklendiği belirtildi ve şu ifadeler kullanıldı:

"Türkiye, 2016 yılında da milli eğitime ayırdığı bütçe açısından OECD ülkelerinin gerisinde kalmış, eğitime en az pay ayıran ülkeler arasında yer almaktan kendini kurtaramamıştır. Öngörülen milli eğitim bütçesiyle parasız, nitelikli ve herkese eğitim anlayışının yaşama geçirilmesi mümkün değildir. Devlet, 18 milyondan fazla çocuğun eğitiminden, etik değerlere bağlı, onurlu, düzgün bir yaşam sürmesinden, sağlıklı, huzurlu, dengeli bir yaşam içerisinde çağdaş, insani ve evrensel değerlere bağlı yurttaşlar olarak yetiştirilmesinden sorumludur. Devlet, bu konuda gereken tedbirleri almak ve çocuklarımızı her türlü saldırıya karşı korumakla yükümlüdür.

Devlet, kendi sorumluluğu altındaki bu çocukların eğitimini, barınmasını, ihtiyaçlarını belirli amaçlara hizmet eden; çoğu dini esaslara göre eğitimi şekillendirmek isteyen, eğitimin bilimsel ve laik yapısını, karma eğitim anlayışını yok etmeye çalışan bir kısım tarikatların, Cumhuriyet düşmanı vakıf, dernek veya cemaatlerin eline terk edemez."

Editör: TE Bilişim