Çevrecilerin sadece siyanüre karşı gelmesinin ortaya koydukları mücadelenin yanlış bir metotla yapıldığını savunan Ahmet Ercan, “Özet olarak sorun; sanıldığı gibi siyanür, ağaç kesimi, kirlenme ile tarımın bitirilmesinden de öte, ülke ile ülkenin kaynaklarının oytarılarak bitirilmesi, satılması, ÇUİŞ’lere pazarlanmasıdır. Çevreci direniş, karşı duruşunu bu çizgiye oturtması gerekir” dedi. Maden şirketlerinin yerli ortaklarla iş yaptığını ve bunun çevrecilere karşı ‘yerli şirket’ algısı oluşturulmak için yapıldığını dile getiren Ahmet Ercan, işletmelerin belli bir dönem zarar göstererek, vergiden kaçındığını ifade etti. Ercan, “Üretilen ürün çok uluslu işletmenin (ÇUİŞ) edinimindedir. Eğer, ülke içinde, ulusalcı, bilinçli, satın alınamayan bir çevreci kalkışma başlarsa, ÇUİŞ işletmeyi katlı katlı kazançla yönetimle göbek bağı olan yerli işletmeye satarak ülkeden çıkar. Çevreciler, buna yerli işletmeye geçti diye genelde ses çıkarmazlar. Çevrecilerin çoğu susar” dedi.
UŞAK, ŞU ANDA MURAT DAĞI İÇİN DİRENİYOR
Uşak'ta şu anda Murat Dağı'na kurulması planlanan altın madeni işletmesine karşı bir direnç söz konusu. Çevreciler, bunun olmaması için yoğun bir çaba ortaya koyuyorlar. Murat Dağı'ndaki gelişmeler ise akıllara Kışldağı'ndaki altın madeninin çalışmaya başladığı dönemleri getiriyor. O dönemlerde de, bazı çevreciler ve siyasetçiler, duruma tepki göstermişler ve madenin çevreye verdiği zararlara değinmişlerdi. Paranı yüzü bir çok kişiye sıcak geldi ve çevrecilerin bir kısmı gerek şahsi olarak ve gerekse yakınları bazında istihdam sahaları açılarak susturuldu.
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ…
Editör: TE Bilişim
