Özkan Yalım, açıklama yapma gereği duydu! Özkan Yalım, açıklama yapma gereği duydu!
 Uşak'ta, 2 Temmuz 1993'te 37 kişinin hayatını kaybettiği Madımak olaylarının 21. yıl dönümü nedeniyle  anma etkinliği düzenlendi. Atapark’ta yapılan konuşmalarda Madımak katliamı lanetledi.  Akşam saat 21.30 da Atapark’ta toplanan yaklaşık 200 kişilik grup, 2 Temmuz 1993'te 37 kişinin hayatını kaybettiği Madımak olaylarının 21. yıl dönümü nedeniyle  anma etkinliğinde bir araya geldi.  Uşak Alevi Kültür Derneği tarafından düzenlenen anma etkinliğine; Eğitim Sen Uşak Şubesi, CHP, ÖDP, İP ve ADD destek verdi. Madımak otelinde can verenler için yapılan saygı duruşunun ardından Uşak Alevi Kültür Derneği Başkanı Fikret Sağdemir, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Canlar, Dostlar, Yurtseverler, Aydınlar, Özgürlükçüler, Eşitlikçiler Bugün 2 Temmuz 2014 Sivas Madımak katliamının 21. yıldönümüdür. Sivas Madımak Olayı 2 Temmuz 1993 Tarihinde Sivas’ ta Pir Sultan Abdal Şenlikleri Sırasında Madımak Otelinin kuşatılıp yakılması ve dolayısıyla şehirde bulunan 33 yazar, ozan, aydının, 2 otel çalışanı ve 2 göstericinin yakılarak katledilmesiyle sonuçlanan olaylar zinciridir. Pir Sultan Abdal Şenlikleri kapsamında etkinliklerin bir bölümünün de Pir Sultan Abdal’ ın sazının çalındığı Sivas şehir merkezinde yapılması öngörülmüştü. Bu kapsamda Aziz Nesin’ in de olduğu pek çok sanatçı ve fikir insanı Vali Ahmet Karabilgin’in özel davetlisi olarak bu kente gelmişti.bu arada Aziz Nesin’ in Salman Rüşdi’ nin Şeytan Ayetleri kitabını Türkiye’ de yayınlaması İslam dünyasının tepkisini çekmişti. Olayların tansiyonu, şenliklerin ikinci günü, 2 Temmuz 1993′ de yükseldi.  Binlerce kişi cuma namazından sonra hükümet konağına yürümeye başladı. Hükümet konağını taşlayan grup ardından Madımak Otel’ e ulaşarak slogan atmaya devam etti 20 bine yakın olduğu bilinen göstericiler “şeytan Aziz”, “Sivas Aziz’ e mezar olacak”  sloganları atarak otel önüne geldi. Grup ilk önce Madımak oteli önündeki araçları ateşe verdi daha sonra otelin perdelerini tutuşturmak suretiyle oteli ateşe verdiler o esnada Metin Altıok, Uğur Kaynar ve Behçet aAsan kendilerini savunmak için süpürgelerle bekliyorlardı. Otele sığınmış olan aydınlardan aralarında Asım Bezirci, Nesimi Çimen, Muhlis Akarsu, Metin Altıok ve Hasret Gültekin’ in de bulunduğu 33 kişi yanarak ya da dumandan boğularak hayatını kaybetti.Bugün Sivas katliamının üzerinden 21 yıl geçmesine karşın, diğer politik katliamlarda olduğu gibi bütün deliller yok edilmiş, olayların gerçek yönlendiricileri yargı karşısına çıkarılmamış, bir şekilde tutulup yargılananlar kollanmış, hafif cezalarla göstermelik kararlar verilerek adeta suçlular ödüllendirilmiştir. Sivas katliamı davasının zaman aşımından düşürülmesi kararına ' milletimiz için, ülkemiz için hayırlı olsun ' diyebilen başbakan da şunu iyi bilmeli ki alınan bu hukuksuz kararda hayır değil daha fazla hukuka olan güvensizliği artıracak, toplumsal barışı dinamitleyecek kararlardır. “2 Temmuz 1993 yılında Anadolu’muzun güzel ili Sivas’ ta 33 canımız, aydınımız yandı. Geçtiğimiz yıl gezi olaylarında 8 gencecik arkadaşımız öldü. Son yaşanan Soma faciasında resmi açıklamalara göre 301 işçi kardeşimiz maden altında, karanlıklar altında kalarak yaşamlarını yitirdi.  Yaşamak için daha ne kadar ölmemiz gerekiyor ’ diye sormak istiyorum. Ülkemizde insanlarımızın yaşamları neden bu kadar ucuzca görünüyor sormak istiyorum.  Maalesef  bu kara olayları hep birlikte yaşadık. 2 temmuz’ da yanarak yaşamlarını yitiren aydınlarımız aslında ölmedi sadece ülkemizin aydınlanmasına ışık oldular. her biri kalbimizde yaşıyor. gezi direnişinde yaşamlarını yitiren gençlerimizin hayalleri vardı. soma’ da işçilerimizin tek dertleri akşam olduğunda çocuklarına ekmek götürebilmekti. tüm yaşamlarını yitirenlerimizi rahmetle anıyor, hatıraları önünde saygıyla her zaman eğiliyoruz. Sonuç olarak aradan geçen 21 yıla karşın katliamın sorumlularından hala hesap sorulamamış olması toplumsal vicdanı kanatmaya devam etmektedir. bu cümleden olarak, alevilere yönelik ayrımcı ve dışlayıcı uygulamaların devletin her kademesine yayılmış olması, katliamcı zihniyetin halen devam etmekte olduğunu göstermektedir. türkiye toplumunun dinci ve mezhepçi anlayışlarla gericiliğe boyun eğmeye zorlandığı bir dönemde aleviler, çağdaş ve insani değerleri savunmayı en yüce erdem olarak kabul etmekte, incinsen de incitme düsturuyla kine karşı hoşgörüyü, nefrete karşı sevgiyi dillendirmeyi inanç ve kararlılıkla sürdürmektedir. bilinmelidir ki, Kerbela' dan bu yana katliamlarla yüz yüze kalan alevi toplumunun sindirilmesi, korkutulması ve yok edilmesi hiçbir zaman mümkün olmamış, bundan sonra da mümkün olmayacaktır.  Bu vesiyle ile her şeye karşın yolumuz ve inancımız gereği barışı ve kardeşliği savunmaya devam edeceğimizi bir kez daha ilan ederken yezit’ in şahsında bütün zalimleri tel' in etmeyi de sürdüreceğiz. Gelin canlar insanlık adına, barışa, eşit yurttaşlığa, demokrasiye, laiklik ve adalet için bir olalım bu dava insanlık davasıdır davamıza hep beraber sahip çıkalım”. SALİH KILINÇ
Editör: TE Bilişim