Bu topraklarda kadınlar öldürülmez “Peygamber” ilan edilirdi                                                                                                        

Uşak, son yıllarda kadın cinayetleri ile adını Türkiye çapında duyurdu. Bundan yaklaşık bin 900 yıl önce, Uşak topraklarında iki kadının “Peygamber” ilan edildiğini biliyor musunuz?  Bugün kadın peygamberlerin yaşadığı bölgeleri gezip, oradaki tarihi ve doğal güzellikleri anlatmaya çalışacağız.

                                                                               SALİH KILINÇ

Kanyonlar sadece Ulubey Çamlığı değil

Adını Ulubey ilçesinden aldığı için Ulubey Kanyonları denince, akla Ulubey İlçesinde bulunan “Çamlık” mevkii akla geliyor. Ancak 72 kilometre uzunluğundaki Ulubey Kanyonlarının içlerinde öyle görülmeye değer yerle var ki; insanı büyüleyen muhteşem bir tarih ve doğa kanyonların içerisinde adeta saklı bir cennet gibi duruyor. Bugün sizlere, Uşak’ın inanç merkezlerinden ve kadın peygamberlerin yaşadığı antik “Pepuza Kenti” ve Avgan Köyüne bağlı Bakırali Deresi’ni anlatacağım.

Nasıl Gidilir?

30 Mart 2014 tarihine kadar Ulubey ilçesine bağlı bir belde iken şimdi köy olan Avgan’a ve Bakırali Deresine gitmek için Uşak – Denizli ya da halk arasındaki tabir ile Çivril Yolunun 4. Kilometresinden güneye döndüğünüzde tabelada “Avgan 27” yazar. Buradan sağa döndüğünüzde Germiyanoğlu beyliği döneminden kalma, “Çanlı Köprü’yü de görmek mümkün. Merkeze bağlı Susuzören Köyünü geçtikten sonra eski adı ile Teğen (Yoncalı) Köyünde yol ikiye ayrılır. Sağdaki yolu takip ettiğinizde yine merkeze bağlı Şükraniye Köyü’nü geçtikten sonra Avgan Köyüne ulaşabilirsiniz. Teğen Köyünden sola ayrılan yolu takip ederseniz aynı zamanda Karahallı Paşalar Köyünde bulunan Clandras Köprüsüne ulaşabilirsiniz.  Uşak’ta sizi tarihin kalbine götürecek bu yolda neden bir türlü sağlıklı bir ulaşım sağlanamaz? Bu da ayrı bir yazı konusu.

Avgan Köyüne gelmeden 2 kilometre önce güneye ayrılan tozlu ve berbat bir yol vardır. Aman dikkat edin yeni yapılan su deposuna giden yola sapmayın döner durursunuz. Yine de Bakırali Deresine varamazsınız. Bu berbat yol yaklaşık 2 kilometre sonra sizi Bakırali deresine ulaştırır. Bu dereye varınca yolda çektiğiniz zahmetleri hemen unutuverirsiniz. Kendinizi cennete gelmiş gibi hissedersiniz.  Yeşiller arasında çağlayan bir dere, kurbağa sesleri, Ulubey Kanyonlarının doğal oluşum olduğu halde usta bir yontucunun elinden çıkmış izlenimi veren devasa kayaları, tuvaletleri, piknik alanları ile cennetten bir köşedir Bakırali Deresi.

2014 Mayıs ayında Zirve Dağcılık Uşak Şubesi olarak organize ettiğimiz, İzmir ve Turgutlu gibi bölgelerden gelen dağcı dostlarımızla burada yaptığımız çadırlı kampı hiç unutamam. Gece, suyun çağıltısı ve kurbağa sesleri arasında çadırda gözlerimi kapanması ve sabah 05.30 da burnuma çarpan tertemiz bir havanın ciğerlerimi doldurmasıyla sabah tüfekten fırlayan mermi misali çadırdan çıkışımı hiç unutmam.

İnce ince çevre katliamı yaşanıyor

Bakırali Deresi’nde sadece kurbağa değil, alabalık, sazan gibi balıklar da yaşıyor. Ayrıca gürüldeyerek akan Banaz Çayında gençler yüzerek serinliyor. Ancak Bakırali Deresini bekleyen tehlike büyük. Çayın yukarısında bulunan mermer ocaklarının tüm kirli suları ve pisliği suya dökülüyor.  Çayda hayat her geçen gün yok oluyor.  Daha da ilginci Karahallı Belediyesi tarafından Clandras Köprüsü civarına yaptırılan piknik alanının ve civar köylerin tuvalet ve evsel atıkları da çaya dökülüyor. Avgan’ın eski belediye başkanı yeni muhtarı Mümin Bayar yıllardır bu sorunu dile getirmesine rağmen çözüme kavuşmuş değil. Avgan Belediyesinin kapanmasından sonra, kontrolü İl Özel İdaresine bırakılan Bakırali Deresi, kaderine terk edilmiş gibi hüzünle akıyor.

Tarih doğa hepsi burada

Bakırali Deresinin batısında bir Kalemoğlu dersi ve köprüsü var. İlginç öyküsü başak bir yazı konusu. Ancak. Bakırali Deresinin doğusuna yaklaşık bir kilometre gidip sola döner ve dik bir tepeye tırmanırsanız, büyük bir tepeye oyulmuş, “Pepuza Kenti”  bütün ihtişamı ile karşınıza çıkar. Pepuza Karahallı ilçesine bağlı Karayakuplu Köyü topraklarında. Doğudan gelirseniz Karayakuplu’dan da Pepuza ya ulaşmak mümkün. Ancak yolun bir bölümünü yayan yürümeniz ve Pepuza’nın bulunduğu tepeye zorlu bir tırmanış gerçekleştirmek zorundasınız.

Karayakuplu Köyü’nde Hristiyanlığın kayıp mezheplerinden Montanizm’e ait kilise ve M.S. 2’nci yüzyıla ait Tymion Antik Kenti’nin gün yüzüne çıkarılması gerekiyor. Bölgede 2 bin 500 yıllık tarihi Clandras Köprüsü’nün de bulunduğunu da hatırlatmak isterim. Buradaki kilise ve antik kentin gün yüzüne çıkarılmasıyla, ilçeye turist akınının başlayabilir.

Hristiyanlığın kayıp mezhebi  Montanizm, Alman Prof. Dr. Peter Lampe ve ABD’li Prof. Dr. William Tabbernee tarafından, yaklaşık 10 yıl önce Karayakuplu Köyü’nde yüzey çalışması yaparken, Pepuza Antik Kenti’nin saptanmasıyla ortaya çıktı. Daha sonra Prof. Dr. Lampe ve Prof. Dr. Tabbernee’ye kazı yapmaları için izin verilmedi. Bu bilim insanlarının misyonerlik faaliyetleri yaptığı gibi garip iddialar ortaya atıldı. Pepuza, Hristiyanlar tarafından bilinmeyen bir kent. Adı bu bilim adamlarının çalışmalarından sonra duyuldu. Burada kazı çalışmalarının başlaması bile bölgede ekonomik olarak bir canlanma sağlayacak. İnanç turizmi için bölgeye birçok Hristiyan gelecek ve para bırakacak. Tarihin gün yüzüne çıkarılması halinde, Uşak ikinci bir Efes olabilir. Bölgede 2 bin 500 yıllık tarihi Clandras Köprüsünü, kiliseyi ve antik kenti gün yüzüne çıkarabilirsek, inanç turizmi patlama yapabilir.

 

Montanizm kadınlara önem veriyordu

 

Montanizm İ.S. 165 yılında Frigya’da ortaya çıkan ve ilk dönem Hristiyanları tarafından kurulan bir mezhep olarak biliniyor. Kadınlara özel bir önem veren mezhep, kadınların rahip kurulunda yer almasını kabul eden tek Hristiyan mezhebi. Kuruluşundan sonra hızla yayılan, Roma ve Konstantinapol’e kadar uzanan mezhebin Frigya uygarlığındaki ana tanrıça Kybele kültüründen etkilendiği, kadınlara toplumda ve kilise yönetiminde erkeklerle eşit rol verdiği belirtiliyor. Montanus’un Hristiyan olmadan önce Frigya bölgesinde Anadolu ana tanrıçası Kibele kültünün rahibi olduğuna inanılmaktadır. Bu nedenle mezhep kadın liderlerin aktif çalışma alanına girmiştir.

Kadın Peygamberler; Priscilla ve Maximilla

Hareketin Montanus’dan sonra en önemli iki ismi Priscilla/Prisca ve Maximilla isimli zengin ve dul iki kadındır. Rivayetlere göre, bu iki kadın Montanus’la tanıştıktan sonra eşlerinden boşanmış, peygamber olarak adlandırılmış ve harekete oldukça önemli katkılarda bulunmuş. Montanus kendini peygamber ilan etmiş, Pepuza’yı merkez olarak seçmiş. Anadolu’da doğmuş olmasına rağmen İtalya ve Kuzey Afrika’ya kadar yayılmış. Pepuza zaman içinde bölgenin dışında yaşayanlar için bir hac merkezi haline dönüşmüş.

Bir zamanlar kadınların peygamber ilan edildiği, dini lider olduğu bu topraklarda, şimdi kadın, tecavüz edilen dövülen öldürülen, soframızdaki yeri öküzümüzden sonra gelen bir varlık haline geldi. Nerden nereye? Siz en iyisi gidin Bakırali Deresine.  Doğa ve tarih dolu bir gün geçirin. Mangal yakacak güzel yerler var.

Uşak'ta sahibi yabancı olan 5 ruhsatsız işyeri mühürlendi Uşak'ta sahibi yabancı olan 5 ruhsatsız işyeri mühürlendi

 

Editör: TE Bilişim