Yalım'ın meclis üyesi adayı Kudret Yörük: Şovu bırakın, emekliye 1000 lira sözünüzü tutun Yalım'ın meclis üyesi adayı Kudret Yörük: Şovu bırakın, emekliye 1000 lira sözünüzü tutun
 PROFESÖRLERİ MURAT DAĞINA TIRMANDIRDILAR

Uşak Dağcılık ve Doğa Sporları Kulübü (UDOSK) dağcılık sezonunu Murat Dağına zirve yaparak açtı. Toplam 30 kişi tarafından gerçekleştirilen 2 bin 312 metrelik tırmanışa, Uşaklı dağcılarla birlikte, Ankara, Bursa ve Denizli’den gelen bilim insanları da katıldı.

Uşak Dağcılık ve Doğa Sporları Kulübü (UDOSK) dağcılık ve doğa sporları sezonunu, Murat Dağı’na yaptığı 2 bin 312 metrelik bir tırmanışla açtı. Toplam 30 kişinin katıldığı etkinliğin bir özelliği ise, Uşak dışından gelen bilim insanlarının da katılması oldu.

ÇIKIŞ KÜÇÜKLER’DEN YAPILDI

UDOSK Yönetim Kurulu Başkanı Sadi Yalgın, 2015-2016 sezonun ilk faaliyeti hakkında şu bilgileri verdi:

“04 Ekim, Pazar günü Ankara’dan Prof. Dr. Hüseyin Sarı ve Pınar Doğan, Adana’dan Ahmet Kaya,  Afyonkarahisar’dan İbrahim Aydemir, Sedat Akgül ve Halil Yıldırım, Bursa’dan Seyfettin Şen,  Denizli’den Yücel Gün ve Nesrin Buluş, Banaz İlçemizden Emine Acar olmak üzere toplam 30 kişi ile 07.45'de Atatürk Heykeli önünden Murat Dağı’na doğru hareket edildi. Bozkuş Köyü'nde 20 dakikalık çay ve kahvaltı molası verildi. Küçükler Beldesi'nden sonra orman yoluna sapıldı. 1.840 m yükseltide bulunan Sarıçiçek Yaylası (Kayak Merkezi)’na ulaşıldı. Sarıçiçek Yaylası’ndan başlayan ve 3 saat 20 dk süren yürüyüş sonrası 13.20’de dağın doruğuna ulaşıldı. Kulüp flama ve bayrakları açıldı. Görüntü kaydı sonrası dorukta yarım saat öğle yemek molası verildi. Saat 14’te inişe geçildi. Etkinlik belirlenen program süresi içerisinde sorunsuz tamamlandı.  Etkinliğimize katılıp; bizleri, onurlandıran arkadaşımıza teşekkür eder, Uşak'tan sevgi ve selamlarımızı iletiriz.”

“DAĞCILIĞIN TEMELİNDE YERYÜZÜNE DUYULAN SEVGİ YATAR”

Dağcıların sürekli yanlış anlaşılma gibi bir sorunu olduğunu kaydeden Yalı, “ Zorlu, sonu belli olmayan hatta çoğu zaman tehlikeli yollara çıkarız; ama bu, pek çok yurttaş için pek bir şey ifade etmez. Çabalarımıza ve aldığımız risklere rağmen hiç tanınmıyoruz. “Profesyonellerimiz” bile tırmanışlarından sonra çok küçük ödüllere layık görülüyorlar. Yetkililerin yaptığı açıklamalar basın için bile hiçbir şey ifade etmiyor; ama bir dağın tepesine tırmandığınızda ve etrafınızı birbirinden güzel doruklarla çevrilmiş görüp de o heyecanı hissettiğinizde dağcılığın insana neler hissettirdiğini çok iyi anlarsınız. Dağcılık oyununun temelinde yeryüzünün heyecan verici ve güçlü yapısına olan sevgi yatar. Bir dağcı ne kadar ilerlerse ilerlesin asla tatmin olmaz, çünkü biz kendimizi dağlarla bütünleştirmişizdir ve kendi kendimize hep şu soruyu sorarız: Acaba bunu yapabilir miyim?  Bunun altında dağcıların en büyük sırrı yatar. Kendimize sorduğumuz şey aslında verdiğimiz karardır. Limitlerimizi aşmaya çalışmak da basit bir sabah tırmanışı yapmak da bizim seçimimizdir” şeklinde dağcılığın felsefesi hakkında bilgi verdi.

“AMATÖR DAĞCILAR ÇOK DİKKAT ETMELİ”

Açıklamasının bu bölümünde özellikle amatör dağcıları uyaran Yalgın, “Seçmek istediğimiz şey bize aitse hangi dağa, hangi koşullarda tırmanılacağı kararı da bize ait olmalıdır. Bu karar verebilme yetisi tamamen deneyimle doğru orantılıdır. O nedenle amatör dağcıların bu konuda oldukça dikkatli davranmaları gerekmektedir. Daha önce yaptıklarınızdan daha zor bir şey deneyecekseniz becerilerinizi ve deneyimlerinizi iyice gözden geçirin. Kendinize sürekli şu soruyu sorun: Bu riski almak mantıklı mı? Eğer mantıklı riskler alırsanız dağcılığın günlük yaptığınız işlerden hiç farkı olmadığını görürsünüz. Doğrusunu söylemek gerekirse, yeni bir işe başlamak da evlenmek de riskli işler. Sonuç olarak bir yere tırmanmak istediğinizde kendinize ‘Bunu yapabilir miyim? Diye sormanız gerektiğini biliyorsunuz. Eğer bu sporun size uygun olduğunu görürseniz John’un önerdiği gibi eğitim alın ve sonra dağlarda görüşelim” şeklinde dağcılık sporuna bakış açısını vurguladı.

Editör: TE Bilişim