AK Parti’nin Uşak İl Yönetim ve Yürütme Kurullarında 5 dönem görev alan ve son aldığı görevden kendi isteğiyle istifa eden işadamı Talip Gümüş, partisinin kentteki durumu ve belediye ile ilgili bazı değerlendirmelerde bulundu.
İbrahim Ethem Karahan’ın hazırlayıp sunduğu, Uşak Şehir Konuşmaları isimli programa katılan Talip Gümüş, AK Parti Uşak İl Başkanı Fahrettin Tuğrul’un yönetimiyle ilkesel bazda ayrılıklar olduğunu ve bu nedenle kuruma zarar vermemek için o ödemde istifa ettiğini ifade etti. AK Parti Uşak İl Teşkilatı’nın istişare mekanizmasından uzaklaştığını savunan Gümüş, “Ben bu arkadaşlarda istişare mekanizmasını çok dar tuttuklarını görüyorum, daha dar ve acemi bir kadroyla söylemler üretiyorlar. Bize zarar veren geri dönüşleri oluyor bunun. Bu yöntemi bırakıp, istişare mekanizmasını genişletmeleri lazım” ifadelerini kullandı.
Uşak Belediyesiyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Talip Gümüş, belediye yönetiminde görev alan bazı isimlerin yanlışlar yaptığını ve bunun çözümü için Başkan Mehmet Çakın’ı kendilerine örnek almaları gerektiğini kaydetti. Gümüş, “Başkan Çakın, zor bir dönemde bu işi yapıyor, bana göre duruşu ve kişiliği ile iyi bir profil çiziyor. 100 üzerinden 110 puan verebilirim” diye konuştu.
2014 ve 2019 döneminde Uşak Belediye Başkanlığı yapan Nurullah Cahan için değerlendirme yapan Gümüş, “Ben bu konuyla ilgili 31 Mart’ta yapılan hatayı yapmak istemem. O belediye başkanı bizim başkanımızdı ve bizim partimizdendi. O bahsettiğim dar kadro, bu şahsı yermeye yönelik bir söylem geliştirdiler. Bunu taşıyamazsınız. 15 yılda yapılacak işi 5 yıla sığdırdı, ama 30 yıllık borçlandı. Sosyal belediyecilik yönleri çok güçlüydü” dedi.
“İL YÖNETİMİYLE İLKESEL OLARAK AYRI DÜŞTÜK”
Ben siyaseti peygamber mesleği olarak görüyorum. Düzgün yapılırsa, siyaset bir peygamber mesleğidir. Burada bazı fikir ayrılıklarımız oldu ve kuruma zarar vereceğimi düşündüğüm için bırakmayı tehcir ettim. Ben 5 il başkanıyla AK Parti’de çalıştım, Refah ve Faztanilet Partilerinde de siyaset yaptım. Siyasette gözlemlediğim bir konu var, bu mekanizma 50 yıldır sistematik olarak yıpratılıyor. Bunun batı menşeyli bir çalışma olduğunu düşünüyorum. Siyaset hep hedef alındı ve itibarsızlaştırıldı. Eskiden bazı anketlere rastlardım, halkın en güvendiği kurumun TSK ve en altta siyaset olduğunu görüyordum. TSK bizim gözbebeğimiz ama ordu kadar siyasetin, tıbbım ve adaletin de kutsal olduğuna inanıyorum. Siyasetin iyisi ve kötüsü çıkabilir. Askerin de iyisi ve kötüsü çıkabilir. Siyasetin ilkesel yapılması gerektiğini düşünüyorum. Bundan dolayı bazı fikir ayrılıklarımız oldu.
“DAR KADRO İLE DEĞİL İSTİŞAREYLE HAREKET EDİLMELİ”
Seçimde genel merkezin ve ülkedeki durumun belirleyiciliği çok daha baskın oluyor. Yerel olarak diyorsanız, teşkilat buna ne kadar hazır? Ben bu arkadaşlarda istişare mekanizmasını çok dar tuttuklarını görüyorum, daha dar ve acemi bir kadroyla söylemler üretiyorlar. Bize zarar veren geri dönüşleri oluyor bunun. Bu yöntemi bırakıp, istişare mekanizmasını genişletmeleri lazım. Benim adamım olsun değil, liste homojen hazırlanmalı, istişare çemberi genişletilmeli. Dar kadroya sıkıştığında dönüşü sıkıntılı oluyor bu işleri.
“NURULLAH CAHAN, İYİ HİZMET ETTİ VE HİZMETLERDE BAŞARILIYDI, SADECE FİNANS YÖNETİMİNDE EKSİKLER VARDI”
Ben bu konuyla ilgili 31 Mart’ta yapılan hatayı yapmak istemem. O belediye başkanı bizim başkanımızdı ve bizim partimizdendi. O bahsettiğim dar kadro, bu şahsı yermeye yönelik bir söylem geliştirdiler. Bunu taşıyamazsınız. 15 yılda yapılacak işi 5 yıla sığdırdı, ama 30 yıllık borçlandı. Sosyal belediyecilik yönleri çok güçlüydü, her doğum olan eve ziyaretler oldu, insani ilişkiler iyiydi ve hizmetler konusunda başarılıydı. Finans yönetimi ve borçlanma politikası başarısızdır. Artıları ve eksileri elbette vardır. Beyaz ve siyah siyasette yok, gri alanlar var. Borçlanmayla alakalı daha dikkatli olunabilirdi.
“BAŞKAN ÇAKIN’A 100 ÜZERİNDEN 110 VERİRİM, AMA BELEDİYEDE NAHOŞ DURUMLARLA GÜNDEME GELEN BAZI İSİMLER VAR”
Burada belediye başkanını ayrı ve belediyedeki işleyişi ayrı değerlendirmek lazım. Başkanımız başarılı ve 2 yılda hiç yıpranmadı. Gösterişten uzak bir duruşu var. Her yere fotoğrafını astırmıyor ve kendi arabasına binip gideceği yer gidiyor. Burada bir parantez açalım, bizim Türk seçmeni, X şehrindeki bürokratın milyonları götürdüğünü görmez ama sadece makam aracına fokuslanır. Çakın bunu iyi tahlil etmiş ve diğer belediye yöneticileri de kendi araçlarını kullanıyor. 2 yılda hiç yıpranmadan bugüne geldi. Ben 100 üzerinden puan verirseniz, Başkan’a 110 veririm. Belediye için aynı şeyi söyleyemem. Belediyedeki bazı isimler, nahoş durumlarla gündeme geliyorlar. Onlara tavsiyem hiçbir şey bilmiyorsanız, başkanı örnek alsınlar. Ben bunların hepsini tanıyorum, yanlış yapmazlar. Ama listeler belirlenirken, dar kadro istişareyi geniş tutmadığı için homojen bir liste belirlemedi. Listeye aldığı kişilerin yüzde 60’ı inşaat sektöründeyse, burada hiçbir yanlış yapılmasa bile dedikoduların önüne geçemezsiniz. Siyaset acemisi dar bir kadro bütün bunları kimseyle paylaşmadan dayatmış. İhale alma potansiyeli olan bir firma sahibini, kısıtlı kalmak bazında alabilirsin. Ama inşaatta faaliyet gösteren bu kadar çok ismi almamak lazımdı. Toplumun yüzde 60’ı müteahhit değil. Uygulamalar noktasında, ciddi bir borç yükü aldılar ve acil işleri yapsalar yeterlidir. En nihayetinde son 1 kaç yıl içinde kendi isimleriyle alınacakları eserler bırakacaklarına inanıyorum. Şu an 2 yıl içinde buna imkan bulamadılar.
YASAL UYARI: HABER İZİNLİ VEYA İZİNSİZ KULLANILAMAZ. AKSİ TAKDİRDE YASAL İŞLEM YAPILACAKTIR.
