Uşak'ta trafiği mahvedenler ve gürültü kirliliği yapanlar! Uşak'ta trafiği mahvedenler ve gürültü kirliliği yapanlar!
Dünyanın sessiz kaldığı Halep'teki katlima Uşak Kardeşlik ve Dayanışma Platformu tepkisini göstermek için bir basın açıklaması düzenledi. Düzenlediği basın açıklamasında 'Halep'i boğan sessizliğimiz olmasın' çağrısı yapan platform sözcüsü, "Halep'teki kıyım sistematik bir şekilde tam 6 yıldır sürmektedir." dedi.

Birleşmiş Milletler'in(BM), Avrupa Birliği'nin(AB), ve Amerika Birleşik Devletleri'nin(ABD) üç maymunu oynadığını kaydeden sözcü, "Bugün Halep'te tarihin görebileceği en acımasız ve vahşi katliamlardan biri yaşanıyor. Zalim Baas Rejimi, Emperyalist Rusya ve İran hiçbir hukuk gözetilmeden işlenen bu cürümlerin failleridir. Bizim üç beş saniyeden fazla bakamadığımız fotoğraf karelerini, Halepli kadınlar, çocuklar, yaşlılar olarak topyekûn bir halk bizatihi yaşamakta. Bombalanmayan tek bir hastahanenin dahi kalmadığı Halep'te ise yaralanmak ölmekten daha trajik bir hale gelmiş bulunmakta. Gıda yardımının ulaştırılamadığı Halep'in yavruları 'Cennette yemek yiyebileceğiz' diye ölüme kucak açıyor." şeklinde konuştu.



BM, AB ve ABD'nin Müslüman kıyımından içten içe hoşnutluk duyduğunu ve Haçlı artıkları olarak katliamın ortakları olduğunu ekleyen sözcü, "DAEŞ ve PYD/PKK emperyal güçlerin katilidir." ifadesine yer verdi. Platform sözcüsü, hastahane, okul, fırın, cami gibi halkın toplu olarak ihtiyaçlarını karşıladığı yerlerin hedef alındığını, bunun bir soykırımdan farkının olmadığını ve sığınak delici bombaların kullanıldığını, her gün onlarca kadın ve çocuğun cesetlerinin enkazların altından çıkartıldığını hatırlattı.

"BATININ SESSİZLİĞİNİ ANLAYABİLİYORUZ"

Sözcü, "Bu ağır saldırılar altında kalan 300 bin sivil insan en temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamayacak hale gelmiş durumda ve ölümle, açlıkla pençeleşmektedir. Yaşananlar karşısında kulakları sağır eden bir sessizlikle karşı karşıyayız. Halepli kardeşlerimizi, ağır bombardımanlar, sistematik katliamlar kadar insanların sessizliği de yaralıyor. Batının ve iş birlikçilerinin insafsız ama bilinçli sessizliğini anlamlandırabiliyoruz. Onlar kimliklerinin ve düşmanlıklarının gereğini yapıyorlar." açıklamalarına yer verdi.



Ancak Müslüman toplumların da bu sessizliğe dahil olduğunu kaydeden sözcü, "Bir vücudun azaları gibi olması emredilen Müminlerin, kardeşleri ateş altındayken sessiz kalmasını ise idrak etmekte zorlanıyoruz. Dört koldan kuşatılmış, nefessizliğe mahkum edilmiş Halep'te, özbeöz kardeşlerimiz katlediliyor. Zulüm karşısında susmanın suça iştirak olduğunu haykıran bir Peygamber'in ümmeti olarak kardeşlerimizin katledilmesine sessiz kalmayı vicdanımız ve inancımız nasıl kabul edebilir?" dedi.

Halep'teki katliama ne siyasi dengelerin ne de benzeri başka bahanelerin sunulamayacağını vurgulayan sözcü her şeyden evvel ahlakın öncelenmesi gerektiğini söylediği açıklamasında, "Pervasızca bomba yağdıran, ölüm kusan güçler İslam dünyasının ve insanlığın sessizliğinden güç alarak arsızca barbarlıklarını, 'Terörizmle mücadele' diye pazarlıyorlar. Halep direnişinin öncüsü kardeşlerimiz imtihanlarını olanca güzelliği ile verdiler ve Rablerine gittiler. Geride kalanlara destek olmaksa bizim imtihanımız olarak önümüzde duruyor." söylemlerine yer verdi.



KATLİAM SADECE HALEP'LE SINIRLI DEĞİL

"Halep için en iyi insani yardım ise kendilerini ölüm makinelerinden koruyacak teçhizat ve donanımların verilmesi ve açlıkla cebelleşen halk için insani yardım koridorunun açılmasıdır. Ayrıca Arakan'da yaşanan insanlık dışı katliamlar karşısında da İslam dünyasını harekete geçmeye çağırıyoruz. Halep'i boğan bizim sessizliğimiz ve eylemsizliğimiz olmasın!"

Etkinlikte başta Halep olmak üzere zulme uğrayan Müslüman topluluklar için dua edildi. Ayrıca Kur'an-ı Kerim okundu.
 
Editör: TE Bilişim