Aşırı tuz tüketimine dikkat edelim

Uşak Halk Sağlığı Müdürü Dr. Hasan Kaya, 21 – 27 Mart Tuza Dikkat haftası” nedeniyle vatandaşları aşırı tuz tüketimine karşı uyardı.

21-27 Mart Tuza Dikkat Haftası nedeniyle açıklama yapan Halk Sağlığı Müdürü Dr. Hasan Kaya, dünyada en önemli halk sağlığı sorunu olarak kabul edilen kronik hastalıkların, ülkede her geçen gün sayısı hızla artan ölümlerin de başlıca nedenlerinden olduğunu belirterek; “Erken ölümlere yol açan ve kişilerin yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyen kronik hastalıklardan korunmada önleyici tedbirler alınması gerekmektedir. Kronik hastalıklardan korunmada en önemli faktörlerden biri, yeterli ve dengeli beslenmedir. Toplumdaki bireylere yeterli ve dengeli beslenme alışkanlığı kazandırılırsa kronik hastalıklardan önemli ölçüde koruma sağlanabilecektir. Dünya Sağlık Örgütü; yüksek tansiyon, kalp hastalıkları, böbrek hastalıkları başta olmak üzere şişmanlık, şeker hastalığı ve bazı kanser türlerinden korunmak ve kemik sağlığını korumak amacıyla tüketilmesi gereken tuz miktarını günde 5 gram (bir çay kaşığı) olarak önermektedir. Bu miktar ise yemeklere tuz eklenmeden doğal olarak günlük tüketilen yiyecek ve içeceklerle sağlanmaktadır” dedi.

 “GÜNDE BİR ÇAY KAŞIĞI TUZ YETERLİ”

 Dünya Sağlık Örgütü; yüksek tansiyon, kalp hastalıkları, böbrek hastalıkları başta olmak üzere şişmanlık, şeker hastalığı ve bazı kanser türlerinden korunmak ve kemik sağlığını korumak amacıyla tüketilmesi gereken tuz miktarını günde 5 gram (bir tepeleme çay kaşığı veya 1 silme tatlı kaşığı) olarak önerDİĞİNİ kaydeden kaya açıklmasına şöyle devam etti:

“Bu miktar ise yemeklere tuz eklenmeden doğal olarak günlük tüketilen yiyecek ve içeceklerle sağlanmaktadır. Sofra tuzunun yaklaşık %40' ı sodyumdur. Toplam 5 g tuz yaklaşık 2000 mg sodyum içermektedir.  2012' de Türk Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Derneğince 4 ilde (İstanbul, Ankara, İzmir ve Konya) 657 kişide gerçekleştirilen"Türkiye' de Tıız Tüketimi Çalışmasında (SALTurk 2)" kişi başı günlük tuz tüketiminin biraz azalmakla beraber halen sağlığı olumsuz etkileyebilecek düzeyde olduğu saptanmıştır(15 g/gün). Söz konusu çalışmada günlük tuz tüketiminin %55.5’ inin yemek tuzundan, %31.9’ unun ekmek tuzundan, %12.6’ sının sofra tuzundan geldiği belirlenmiş, yemek tuzunun ise; %42.62’ sinin eklenen tuz, % 10.75' i işlenmiş tuz, %2.15’ i doğal olarak gelen tuz olduğu saptanmıştır.

“KRONİK HASTALIKLARIN NEDENİ TUZ”

Aşırı tuz tüketimi değiştirilebilir bir sağlıksız beslenme uygulamasıdır ve bir çok kronik hastalığın temelinde yer almaktadır. Özellikle oluşumunda aşırı tuz tüketiminin önemli bir etken olduğu hipertansiyon, dünyada önlenebilir ölüm nedenleri içersinde bir numaralı risk faktörüdür.

         Sonuç olarak dünyada birçok ülkede olduğu gibi ülkemizde de tuz tüketimi hala fazladır. Bölgelere göre farklılık görülmekle birlikte günlük tüketim genel olarak önerilenin 2.5-3.5 katı kadardır. Günlük tuz tüketimi 5 gramdan az olmalıdır. Daha az tuz tüketiminin sağlanması için aşağıdaki öneriler dikkate alınmalıdır.

         Öneriler:

1.    Tuz tüketimi azaltılmalıdır. Günlük olarak 5 gramı (1 tepeleme çay kaşığı veya l silme tatlı kaşığı) geçmemeli ve iyotlu tuz kullanılmalıdır

2.    Besin sanayisinde kullanılan ve genellikle ambalajlı besinlerin besin etiketinde yer alan mono sodyum glutamat, sodyum nitrat, sodyum bikarbonat, sodyum sitrat, sodyum askorbat vb. tüm sodyumlu bileşiklerin tüketimine dikkat edilmelidir. Çünkü bunlar besinin tuz/sodyum içeriğini artırmaktadır.

3.    Yemek hazırlama, pişirme ve tüketim sırasında ilave edilen tuz miktarı azaltılmalıdır. Hatta besinlerin bileşiminde sodyum bulunması nedeniyle hazırlama ve pişirme sırasında mümkünse tuz eklenmemelidir.

4.    Sofrada yemeklere tuz ilavesi yapılmamalı ve sofradan tuzluk kaldırılmalıdır.

5.    Hazır soslar (soya sosu, ketçap sos, barbekü sos, tartar sos, salsa sos, hardal, makarna sosu gibi), atıştırmalık ürünler (cips, tahıl bazlı bar, meyve bazlı bar, ekstrüde ürünler,patlamış mısır gibi), tuzlanmış kuruyemişler (fındık, fıstık, ceviz, badem, leblebi, kavurga, kabak ve ayçiçeği çekirdeği, her türlü çekirdek içi vb.), turşu ve salamura (siyah ve yeşil zeytin, sebze turşuları), balık konserveleri, tuzlanmış, tütsülenmiş ve/veya salamura edilmiş et ve balık ürünleri ile aromalı/aromasız, doğal/doğal olmayan mineralli içecekler yüksek miktarda tuz içermeleri nedeniyle az tüketilmelidir.

6.   Geleneksel olarak evlerde hazırlanan turşu, salça, tarhana, kurut, yaprak salamurası vb. yiyeceklerin tuz içeriği fazladır. Bu nedenle daha az tüketilmeli ve hazırlarken yüksek miktarda tuz kullanımından kaçınılmalıdır.

7.   Salamura ürünlerin tuz içeriğinin azaltılması için suda yıkama ve bekletme gibi işlemler uygulanabilir.

Uşak'ta bedava yaşlı bakım eğitimi ve sertifikası için tekrar kurs açıldı Uşak'ta bedava yaşlı bakım eğitimi ve sertifikası için tekrar kurs açıldı

8.   Satın alınan işlenmiş ürünlerin etiket bilgisi mutlaka okunmalı, tuzsuz yada tuzu azaltılmış ürünler tercih edilmelidir.

9.   Ambalajlı tüketime sunulan gıdaların içeriği etiket bilgisinden okunmalı ve benzer gıdalarda tuz ve tuz yerine geçen maddelerin miktarları daha düşük olanlar tercih edilmelidir.

10. Ev dışı beslenmede yemeklerin ve besinlerin içindeki tuz miktarı öğrenilerek mümkünse az tuzlu veya tuzsuz hazırlanması istenmelidir.

11. Tuz yerine doğal lezzet arttırıcılar (soğan, sarımsak, baharatlar, limon, sirke, biber vb.) kullanılmalıdır.

12. Tuz tüketiminin azaltılması konusunda bir süre ısrarlı davranıldığında, kişinin tuzu azaltılmış beslenme biçimine alışabileceği unutulmamalıdır.”

 

"Gizli Tuza Dikkat Edelim Hayatımızın Tadı Kaçmasın"

 

Editör: TE Bilişim