Kast sisteminde, kastlar arası geçiş olmaz…

Kastın en tepesindekinin canı ve cebi daha kıymetlidir…

Kastın sonunda olan ise ölse yeridir…

Yazıyı okuyunca neyi KAST ettiğimizi daha iyi anlayacaksınız... 

Uşak Devlet Hastanesi’nde öyle bir kast sistemi uygulanıyor ki; evlere şenlik…

Covid-19, tee Çin’den çıktı üşenmeden memleketimize kadar geldi.

İlk zamanlar hepimiz, “Ulan nedir bu dedik” ve birden hayatımızın ta merkezine girdi…

Bazen zorlu ve bazen de hüzünlü anlara şahit olduk.

Sağlık Bakanını her gün TV’de dizi film seyreder gibi izledik. Tüm ahali, ekranlara kitlendi ve aşağı yukarı 3 ay yoğun bir şekilde bunu hissettik.

Yazın da bitmedi ve devam etti bu virüsün etkileri. Ki önümüzdeki günlerde daha yoğun hissedeceğiz gibi görünüyor.

Bir dönem balkonlara çıktık, çocuk çocuk hep beraber alkışladık sağlık çalışanlarımızı…

Niye?

Çünkü savaşın ta ortasındalar dedik ve onları anlamaya çalıştık.

Bu sırada yapılan genel geçer muhabbet şuydu:

-Bu sağlıkçılar iyi para alıyorlar haaaa…

-Zor gerçi, kolay değil hastalık ölümcül….

-Olsun oğlum, iyi para kırıyorlar sen ona bak…

Biz ne zaman ki; pandemi döneminde namaz kıldırmayan ve haliyle ezanı merkezi sistemden okuyan imamlara yüzde 100 ek ödeme yapıldığı duyduk, işte o zaman işin renginin farklı olduğunu gördük.

Anladık ki; bu pandemi döneminde çalışan sağlık personelinin canı pek de önemli değilmiş.

Anladık ki; alkış malkış hepsi fasa fisoymuş…

Şimdi Uşak özelinde daha farklı bir konuya değinmek istiyorum. Aslında sadece Uşak’ın değil Türkiye’nin bir çok bölgesinin temel bir sorunu bu…

Hastanede dağıtılan döner sermayeler…

Uşak'taki kanser hastaları PET çekimi için başka şehirlere gitmeye gerek duymayacak Uşak'taki kanser hastaları PET çekimi için başka şehirlere gitmeye gerek duymayacak

Son yıllarda bu kente yapılan en büyük kötülüklerden biri, TIP Fakültesinin açılması ve daha büyük bir kötülük de Devlet Hastanesi’nin Eğitim ve Araştırma Hastanesine çevrilmesidir…

Bunu söyleyince, birileri sanki uzaylı görmüş gibi bize bakıyor.

Hatta Uşak karşıtı lobinin içine bizi ekliyordu. Oysa gelinen noktada tespitlerimizin doğru olduğu ortaya çıktı.

Hastanede şöyle bir döner sermaye sistemi var:

Personel maaş, genel döner ve çalıştığı hastanenin dönerinden gelir elde ediyor.

Bu paralar, kast sistemi vari bir şekilde dağıtılıyor veya pay ediliyor.

Aslan payını hastanemizin yöneticileri ve doktorlarımız alıyorlar.

Bir de tıp fakültesi muhabbetine üniversite yönetimine de belli bir pay gidiyor.

Kalan para sağlık çalışanlarına dağıtılıyor. Tabii burada da orta kast ve en alt kast sorunsalı ortaya çıkıyor.

Şöyle: sağlık memuru, hemşire, ebe v.s. bunlar dönerden kalanları kendi içinde paylaşıyorlar.

Herkes bulunduğu kastın sıralamasına göre para alıyor.

Fakat son 3 aydır, doktor ve yöneticilere ödemeler yapılırken, diğer sağlık çalışanlarına 1 kuruş dönerden para ödenmediğini sendika nezdinde hak arayan bir arkadaşım benle paylaştı.

Ayrıca aynı arkadaşım, İl Sağlık Müdürü ve diğer yöneticilerin de maaşlarını misli misli aldığını ve aynı zamanda vergiden muaf tutulduklarını belirtti.

Son 3 aydır, döner sermayeden alacağını bekleyen ve orta kastın altına yakın sağlık çalışanlarının ise, bu paraların üzerine birer bardak soğuk su içebileceğini ifade etti.

En hazini de, kapıda bekleyen güvenlikçi, temizlik personeli ve işçi pozisyonda çalıştıranlara ise bir kuruş dahi ek ödeme yapılmadığını da sayesinde öğrenmiş olduk.

İş bu yazıda, cebini parayla dolduran, yatırım amaçlı sürekli arsa, ev ve benzeri varlıkları alan doktorlarımızı, yöneticilerimizi ve hocalarımızı KASTi olarak hedef almamakla birlikte, onları biraz vicdanlı davranmaya da davet edelim.

Neyi KAST ettiğimizi umarım anlamışlardır.

EEE ne de olsa okumuş adamlar…

SEVGİYLE KALIN....

YAZAN: ALİ ARASLI

Editör: TE Bilişim