Özkan Yalım'dan zam açıklaması: Yaptım ama bir sorun bakalım niye yaptım! Özkan Yalım'dan zam açıklaması: Yaptım ama bir sorun bakalım niye yaptım!
Ali Babacan…
Türkiye’de bakanlık yapan genç isimlerin başında geliyor. 
ODTÜ’yü dereceyle bitirdi ve 2001’de AK Parti’nin kurucuları arasında yer alıp, sonrasındaki hükümetlerde, ekonominin başında yer aldı.
Bir dönem Dışişleri Bakanlığı yaptı ve daha sonra AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’la arasında soğuk rüzgarlar esti.
Tabii bu durum pek dışarıya yansımadı ve Ali Babacan da her dönem sessizliğini korudu. 
Ali Babacan, her dönemde Abdullah Gül’e daha yakındı ve bu yakınlıktan yeni bir parti daha doğacak…
Önümüzdeki günlerde malum ilan edilir ve yeni partinin kurulduğunu duyarız. 
Şimdi herkesin merak ettiği konu Ali Babacan hareketinin başarılı olup olmayacağıdır. 
Bu konuda 3 görüş var.
Birincisi, Ali Babacan ve ekibinin tıpkı Erkan Mumcu, Abdüllatif Şener ve diğerleri gibi yapılacak ilk seçimde en fazla yüzde 4 oy alacağıdır.  
İkincisi, ekonomik sorunların baş gösterdiği, Türkiye’nin Rusya ve ABD arasında kaldığı ve bu nedenle piyasanın para sorunu yaşadığı bir dönemde, dışarıyla ilişkisi iyi olacağı kanaati yaygın olan ve ekonomide başarılı bulunan Ali Babacan’ın bir kurtarıcı gibi görüleceğidir. 
Üçüncüsü ise; İstanbul’da seçimi kazanan Ekrem İmamoğlu’nun artık parlayan yıldız olduğu ve bu nedenle bir sonraki seçimde, liderin sağdan değil, soldan çıkacağıdır… 
Her üç düşüncenin hayata geçme ihtimali elbette vardır. 
Ben bu görüşlerden ziyade, bu hareketin nasıl başarılı olup, olmayacağını irdelemek istiyorum. 
Öncelikle, Ali Babacan ve ekibi, başarılı olmak istiyorlarsa, Ahmet Davutoğlu ile anlaşmalılar. Aksi halde kitle kaybı diyebileceğim bir durumla muhtemelen karşı karşıya kalacaklar. Gül-Babacan ve Davutoğlu grubunun aynı anda siyasi parti kurmayı düşündüklerine dair söylemler, AK Parti’ye küskün olan kitlede ciddi bir kafa karışıklığı oluşturuyor.  
Ali Babacan, ekonomiden çok iyi anlayan ve bugüne kadar arka planda birçok çalışmayı yapan birisi. Fakat Türk siyasetinde başarılı olmak için, işinizin ehli olmazın yetmez. Her şeyden önce parlamanız ve kitleleri peşinizden sürükleyecek bir karizmaya sahip olmanız şarttır. 
Ali Babacan’ın başarılı olmasının bir diğer şart da, kendisine özgü müstakil bir siyasi duruş sergilemesidir. Abdullah Gül’ün sevk ve idaresinde olduğuna dair imaj, kendisini ifade etme noktasında ciddi sorunlar doğurabilir. Türkiye’de parlayan ve karizması olan liderin kendine has bir duruşu mutlaka bulunmalıdır. 
AK Parti’nin içinde ve dışında (sözüm ona gazeteciler ve düşünürler topluluğu) sevilmeyen, itici ve sırf Cumhurbaşkanına şirin gözükmek için ağzına geleni söyleyenlerin verdiği beyanatlar, yaptıkları youtube videoları ve paylaşımları, Ali Babacan’a birkaç puan daha kazandırabilir. 
Netice itibariyle Ali Babacan, Cumhurbaşkanlığı hükümeti sisteminin uygulandığı bir dönemde, yine en büyük zararı kurucusu olduğu AK Parti’ye verecektir. 
Ağaç ne kadar büyük olursa olsun, kurdu hep içinde olur... 
ALİ ARASLI/// 10 TEMMUZ 2019
Editör: TE Bilişim