YILMAZ CEVAP HAKKINI KULLANDI

“Bir şeyden de eksik kal ya” başlığı ile yayınlanan köşe yazıma Dilek Akagün Yılmaz’dan zehir zemberek bir açıklama gelmiş. Açıklama üstünde bir de üst yazı var. Bugün köşemde hem bu üst yazıyı, hem de açıklamayı hiç noktası virgülüne dokunmadan yayınlayacağım

Üst yazı şöyle:

                              UŞAK PORT İNTERNET SİTESİ

             Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni Hatice Özyayla

                             Editör Ali Araslı

 

15.04.2014 tarihinde internet sitenizde Salih Kılınç imzası “Bir şeyden de eksik kal ya” başlıklı yazı benimle ilgili küçük düşürücü ve gerçek olmayan iddiaları içermekte olup ekteki açıklamanın sitenizde yayınlanmasını talep ediyorum. Aksi takdirde yasal yollara başvuracağımı bildiririm. 17.04. 2014

 

                                                                                    Av. Dilek Akagün Yılmaz

Özkan Yalım’ın oy birliğiyle zam yaptık dediği karara AK Partili Sabancı tepkili Özkan Yalım’ın oy birliğiyle zam yaptık dediği karara AK Partili Sabancı tepkili

                                                                                     CHP Uşak Milletvekili

 

AÇIKLAMA

15.4.2014 tarihinde internet sitenizde Salih Kılınç imzasıyla  “Bir şeyden de eksik kal ya” başlığıyla olayların çarpıtıldığı,  CHP milletvekili olarak beni ve partimi itibarsızlaştırma amaçlı  bir yazı yayınlanmıştır.

Oysaki gerçek çok farklıdır. Bu dönem İl Genel Meclisinde AKP 9 , CHP 6, MHP ise 3  üye kazanmış ve yıllardan bu yana ilk kez AKP 9 – muhalefet (CHP-MHP) toplamı 9 olmak üzere tarihi bir fırsat yakalanmıştır. İl Genel Meclisi tek karar organı  olduğundan   9 AKP – 9 muhalefet (CHP ve AKP) Meclis Başkanlığı seçiminde karşı karşıya geldiğinde kur’a çekilecek ve %50 şansı olan muhalefet grubu kazandığında açık oylamalarda Başkanın oyu iki oy sayılacağından , Uşak ve köylerine yapılan yatırımlarda, hizmetlerde  muhalefet grubunun (CHP ve MHP ) aldığı kararlar geçerli olacak  ve Uşak’ a gerçekten adil bir şekilde hizmet verilebilecekti. Yani yıllardan sonra ilk kez AKP nin İl genel Meclisi bütçesini keyfi ve partizanca kullanımı engellenebilecekti. 

            Böylesi bir durumda 9 a karşı 9 şansını kullanmadan İl Genel Meclisi Başkanlığının  AKP ye bırakılması tam bir saflık ve teslimiyet olurdu. Çünkü AKP iki yıl için seçilen Meclis Başkanlığını aldıktan sonra önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı ve Genel Seçimlerde İl genel Meclisinin tüm olanaklarını şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da partizanca kullanacaktı. Çünkü oy üstünlüğü AKP ye geçiyordu. Uzlaşarak hizmet verelim, ,meclis başkanlığı AKP den olsun teklifi , demokratik yaklaşımdan değil, zorunluluktandı. Uygulama ise şimdiye değin olduğu gibi siyasi saiklerle AKP nin istediği şekilde ve istediği yerlere  hizmet  verilmesi şeklinde olacaktı. İl genel Meclisi Başkanlığı AKP ye teslim edildikten sonra daimi encümenin 3 üyesi  muhalefetten olsa bir şey değişmeyecek Vali ve 3 daire müdürü kararları istedikleri şekilde alabileceklerdir. Oysaki asıl karar organı olan İl Genel Meclisi Başkanlığını almak Meclis kararlarına hakim olmak demektir.

            Bu olayın bilincinde olarak  Genel Merkezin oluru ve il Başkanının talimatıyla CHP  il Genel Meclisi grubu MHP grubuna öneri götürdü. MHP İl Genel Meclisi grubu son ana kadar CHP ile ittifak yapacağını, AKP ile görüşmesinin ve anlaşmasının mümkün olmadığını belirtmiş, ilk 2 yıl Başkanlığının CHP de olması, sonraki 3 yıl da MHP de olması konusunda anlaşmaya olur vermişken, toplantının başlayacağı 9.55 de MHP il genel Meclisi üyeleri AKP ile anlaşmışlar ve Uşak için tarihi fırsat kaçırılmıştır. Burada eleştirilmesi gereken son anda sözünü tutmayarak AKP ile anlaşan ve AKP nin partizanca hizmet anlayışına teslim olan MHP İl genel Meclisi grubu üyeleridir. CHP il genel Meclisi grubu ise kendisine yakışanı yapmış, AKP ‘ye teslim olmamış ve işbirlikçilik yapmamıştır. CHP grubu bundan sonra da üzerine düşeni yapacaktır.

            Sitenizde yazıyı yazan kişinin bu gerçekleri bilmediğini düşünmüyorum. İl genel Meclisinde oyların eşitliği durumunda başkanın oyunun iki sayıldığını ve tüm kararlarda AKP çoğunluğunun kararlarının geçerli olacağını, MHP ve CHP nin buna karşı 9 oyla dimdik durduğu takdirde asıl hizmetin o zaman verileceğini bilmediğini sanmıyorum. Ancak gerçekler çarpıtılarak, şahsıma hakarete varacak şekilde sözler söylenmesinin kötü niyetli ve düşmanca bir yaklaşımdan kaynaklandığı açıkça görülmektedir.

            Üstelik bir muhalefet milletvekili olarak benim ne bir memur tayininde, ne öğretmen atamasında,  ne de yatırımların yapılmasında bir rolümün olamayacağını, bu soruları iktidar milletvekillerine sorması gerektiğini yazıyı yazan kişi gayet iyi bilmektedir. Böylesine baskıcı bir AKP iktidarı döneminde muhalefet milletvekilinin sorunlara cesaretle sahip çıkıp, çözüm önerilerini ortaya koyma görevi olduğunu ve benim bu görevi gereği gibi yaptığımı bütün Uşak halkı bilmektedir.

            Bu nedenle CHP milletvekili olarak beni ve partimi yıpratmaya yönelik, gerçekleri çarpıtarak düşmanca bir yaklaşımla  bu yazıyı  yazan yazarı ve sitenizi kınıyorum.  

            Sevgili Okurlar:

Dilek Akagün Yılmaz’ın açıklamasını noktasına virgülüne dokunmadan aynen yayınladım. (Üst yazısı ile birlikte) Yalnız şunu mutlaka belirtmem gerektiğini düşünüyorum.

Yılmaz’ın, Aksi takdirde yasal yollara başvuracağımı bildiririm” tehdidinden korkup ta açıklamasına köşemde yer verdiğimi falan düşünmeyin. Yaklaşık 30 yıllık avukat olan Dilek Yılmaz’ın yazımda en ufak bir suç unsuru bulsaydı beni ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile yargılanma talebi ile şikâyet edeceğinden eminim.

Ben Salih Kılınç, 27 yıllık gazeteciyim. Bu meslekteki Ustalarımızdan hakkında haber yaptığımız ya da yazı yazdığımız insanların, cevap hakkına saygı duymayı öğrendiğimiz için Yılmaz’ın açıklamasına köşemde yer verdim. Yılmaz’ın açıklamasını yayınlamamak ne meslek etiğine yakışırdı. Ne de insan olarak benim vicdanıma yakışırdı.

Yazımda suç unsuru varsa, birilerine hakaret etmişsem, elbette mahkemelerin hakkımda verdiği karara saygı duyarım. Her T.C. vatandaşı hakkını aramalıdır. Uşak Adliyesi ile çalıştığım gazete bürosunun arasında bir tek İsmetpaşa Caddesi var. 27 yıllık gazetecilik hayatımda adli makamlara kaç kez şikâyet edildim bilmiyorum. Benim hesabıma göre 200’ü geçti. Yaklaşık 10 kez yaptığım haber ve yazdığım yazı yüzünden hâkim huzuruna çıktım. Sadece bir kez mahkûm oldum. Onu da Yargıtay bozdu. Şimdi yerel mahkemenin kararını bekliyorum.

Ben bu mesleğe başlarken birbirinden değerli ustalarım, “Oğlum önce insan ol, sonra Gazeteci” şeklinde öğrettiler. Yılmaz’ın açıklamasını da hukuktan korktuğum için değil, önce vicdanı sahibi bir insan olarak, sonrada 27 yıllık mesleğime duyduğum saygıdan yayınladım.

Yılmaz’ın açıklamasına şu anda hiçbir yorum yapmıyorum. İstiyorum ki; Sevgili Okurlarım, benim bir önceki yazımı da bu açıklamaların ışığında bir kez daha okusunlar. Hür iradeleri ile kimin haklı kimin haksız olduğuna kendileri karar versinler. Yılmaz’ın açıklamasına karşı benim açıklamamalarım da bir sonraki yazımda olacak.

 

Editör: TE Bilişim