Halkevi Uşak İl Temsilcisi Sevgi Karadağ Aydın, 19 Aralık 1978 yılında 110 kişinin yaşamını yitirdiği, Maraş katliamı ile ilgili açıklamada, “Maraş katliamı, üzerinden geçen 36 yıla rağmen, faşizmin insana düşman yüzünü, sağ iktidarların halka düşman politikalarını, emperyalizmin vahşetini hatırlatmaktadır” ifadesini kullandı.

Maraş Katliamının 36. Yıldönümü nedeniyle bir basın açıklaması yapan Halkevi Uşak İl Temsilcisi Sevgi Karadağ Aydın, aradan geçen 36 yıla ve yitirilen 110 cana rağmen hiçbir ders alınmadığını kaydederek, AKP İktidarını, etnik ve mezhepsel ayırımcılık yapmakla suçladı.

Aydın, “İktidarının 12. yılında, hem Ortadoğu-Suriye politikasında, hem Kürt sorununda sıkışan AKP, iktidarını sürekli kılmak için sağı kendi arkasında toplamaya çalışmaktadır. Bu nedenle de Alevi ve Kürt düşmanlığını kışkırtmakta, Suriye’ye dönük politikalarını içeride meşrulaştırmak için mezhep düşmanlığı yapmaktadır. AKP hükümetinin ırkçılığa ve mezhepçiliğe sarıldığı bir dönemde Maraş katliamını unutturmamak faşizme karşı mücadelenin temel görevlerindendir” ifadesini kullandı.

Muhammet Gür: Mal varlığımı açıklıyorum, benden her zaman hesap sorun! Muhammet Gür: Mal varlığımı açıklıyorum, benden her zaman hesap sorun!

DEĞİŞEN BİR ŞEY YOK

Maraş katliamının üzerinden geçen 36 yıla rağmen, faşizmin insana düşman yüzünü, sağ iktidarların halka düşman politikalarını, emperyalizmin vahşetini hatırlattığını kaydeden Aydın, AKP iktidarı demokrasi maskesini çoktan bir kenara bıraktığını söyledi. Aydın, “Alevi ve Kürt düşmanlığını, emperyalist taşeronluğunu, demokrasi düşmanlığını açık etmekten çekinmiyor. Halka dönük baskı ve sindirme politikalarını katliamlara sahip çıkmaya kadar vardırıyor. Sivas katliamı davasının zaman aşımına uğraması sonrasında Başbakan “milletimize hayırlı olsun” diyebiliyor, seçim meydanlarında Aleviler yuhalatılıyor, Cemevleri “ucube” olarak karalanmaya çalışılıyor. Dindar ve kindar nesil yetiştirmek tek amaçları olunca diğer ırklar, mezhepler kolayca düşmanlaştırılabiliyor. Bu düşmanlaştırma politikası, son örneğini geçtiğimiz Temmuz ayında yaşadığımız Malatya Doğanşehir’deki gibi bir Alevi ailenin linç edilmeye çalışılmasına kadar varabiliyor” dedi.

MARAŞ’TA VAHŞET YAŞANDI

Halkevi Uşak İl Temsilcisi Sevgi Karadağ Aydın, açıklamasına şu sözlerle devam etti:

“İşte bu, halkları birbirine düşman etme politikası Türkiye’de sağ iktidarlar tarafından bir yönetme biçimi olarak devreye sokulmuş, katliamlar planlanmıştır. Maraş katliamı bu planların en vahşisi olarak insanlık tarihinde kara bir leke olarak yerini almıştır. Maraş katliamını anlamak ve unutmamak için o günleri, 1980 darbesine doğru ilerleyen süreci hatırlamak gerekiyor. Gözleri oyulan insanlar, anne karnında, kundakta öldürülen bebekler ve kurşuna dizilen bir halk… Bu insanlık dışı görüntüler faşizmin yüzünü apaçık ortaya koyuyor. Maraş’ta katliam aylar öncesinden planlanmaya başlandı. Katliamın başladığı 24 Aralık’tan bir hafta önce Alevilerin ve solcuların yoğun yaşadıkları mahalleler “görevli” olduklarını söyleyen kişilerce sayıldı. Kapılara numara verilecek denilerek bazı evler kırmızı boya ile işaretlendi. Ardından 19 Aralık 1978’de Ülkü Ocakları tarafından organize edilen film gösterimine, yine faşistler tarafından provokasyon yaratmak amacıyla atılan bomba sonucu olaylar başlamış oldu. Bu olayla uygulamaya koyulan katliam tam beş gün sürdü. Resmi rakamlara göre olaylarda 111 kişi öldü, 1000’in üzerinde insan yaralandı, 552 ev ve 289 işyeri yakılıp yıkılarak tahrip edildi. Olayların ardından Alevi nüfusunun yüzde 80’inin Maraş’ı terk ettiği istatistiklere geçmese de herkesçe biliniyor.

CHP VE MHP HÜKÜMETLERİ DE SORUMLU

CIA, MHP ve kontrgerillanın kanlı elleri tarafından örgütlenen katliam yıllarca Alevi Sünni çatışması olarak gösterilmeye ve unutturulmaya çalışıldı. Sünni halk yalanlarla katliama ortak edildi. Oysa Maraş katliamı 1980 öncesi yükselen antifaşist devrimci mücadeleyi terörle bastırmaya, halkı teslim almaya, darbe ortamı hazırlayarak emperyalist programı yaşama geçirmek için kendi krizlerini çözmeye çalışan egemenlerce planlandı ve devreye sokuldu. 70’lerde, “Bu ülke ikiye bölünmüştür: milliyetçiler ve sol” diyen Demirel’in de temsil ettiği egemenler açısından bir yandan da Alevi-Sünni çatışması süsü verilen ve Alevi halkını, devrimcileri hedef alan faşist saldırı ve katliamlar açık faşizme geçişte kullanıldı. Bu süreçte halkın büyük bir kesiminin umut bağladığı Ecevit ve CHP hükümeti olayları sadece izledi. Hatta İçişleri Bakanı solcuları suçlayan açıklamalar yaptı. Evet, Maraş katliamı açık faşizme doğru ilerleyen süreçte egemenler açısından en kritik adımlardan birini oluşturmuştu. Maraş katliamının hemen ardından sıkıyönetim ilan edildi, faşist terör yaygınlaştırıldı “darbe olmadan hayata geçmez denen” 24 Ocak kararlarının açıklanmasından Fatsa operasyonuna kadar adım adım darbe süreci örüldü.Bu tarih o günden bugüne egemenler tarafından taşınıyor. Maraş katliamının failleri ceza almadan beraat etmiştir. Katliamın bir numaralı sanığı Ökkeş Şendiller (asıl ismi Ökkeş Kenger), sadece beraat etmekle kalmamış, milletvekili olmuştur. Hatta öyle ki Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu üyesi olmuştur. 80 darbesiyle adımları atılan neoliberal programı doğrudan sahiplenerek ilerleten; gerici faşist bir rejimi kendi döneminde kontrgerilla aygıtlarından yargısına, devlet kadrolarından basına ve toplumsal ağlarına kadar kurumsallaştırarak yapılandıran bugünün iktidarıyla Maraş’ı yaratan tarih sürdürülüyor. Maraş katliamını Alevi-Sünni çatışması olarak sunanlar bugün de kendi iktidarlarını korumak için mezhepçiliği ve ırkçılığı kışkırtarak kutuplaştırma-ayrıştırma siyaseti yürütmektedirler. Bu siyasetin karşılığı halklar arasında düşmanlık yaratmaktır. AKP; katliamcıları, onları koruyanları, avukatlığını yapanları kendi içinde barındırarak ve rejimin faşist karakterini bugüne uygun biçimde şekillendirip koruyarak tüm bu katliamcı tarihi sahiplenmektedir.

KATLİAM SORUMLULARI TERFİ ETTİRİLDİ

AKP Maraş katliamında kentin emniyet müdürlüğünü yapmış olan Abdülkadir Aksu’yu AKP Genel Başkan yardımcılığı koltuğuna oturtmuştur. Maraş katliamcısı Ökkeş (Kenger) Şendiller AKP iktidarının sözde “Alevi açılımında” iktidar tarafından “Alevi çalıştayına” davet edilmiştir. Aynı kişi 2008’de artık iktidarın yayın organına dönüşen TRT’de yayınlanan Şahların Labirenti isimli programda Maraş katliamından Hrant Dink’i sorumlu tutan açıklamalar yapmıştır. 2010 yılında Alevi örgütlerinin çağrısı ile Maraş’ta gerçekleştirilen anma etkinliğine faşistler saldırmış, Ökkeş Şendiller ise bugünün iktidarının da arkasında olmasının özgüveniyle aynı gün Maraş’ta bulunmuştur. Katliamın 34. yılında Maraş’ta katliamı kınamak, katledilen insanlarımızı anmak yine AKP hükümeti tarafından yasaklanmıştır.Faşist katillerin ellerini kollarını sallayarak ortalarda gezdikleri, Haluk Kırcı gibilerine af planlarının yapıldığı, öğrencilerin, devrimcilerin, hakkını arayanların, gazeteci ve aydınların, Kürt halkının temsilcilerinin hapishanelere doldurulduğu bir düzeni kurmak ve sürdürmek, katliamların amacını ortaya koymaktadır. Bugün AKP’nin gerici ırkçı siyaseti ülkeyi bir çatışma düzlemine sürüklüyor. Alevilerin evlerinin işaretlenmesi, Malatya Doğanşehir’de yaşananlar, okulların 4+4+4 yasası ile imam hatipleştirilmesi, Ankara'da okulların imam hatibe dönüştürülmesine karşı çıkan ailenin evinin kurşunlanması, AKP’nin gerici ırkçı siyasetinin sonuçlarıdır.

Bugün Maraş’ı unutmamak, AKP’nin gerici-ırkçı-mezhepçi politikalarına karşı durmak demektir. Bugün Maraş’ı unutmamak, gericiliğe ve faşizme karşı eşit, özgür, kardeşçe, insanca bir yaşamın mücadelesini vermek demektir.

Halkevleri olarak Alevisiyle, Sünnisiyle, inananıyla, inanmayanıyla, Türküyle, Kürdü ile, Arabı ile, Ermenisi ile barışın ve kardeşliğin ülkesini kurmak için mücadele ediyoruz, etmeye devam edeceğiz.”

Editör: TE Bilişim