Adil Özdemir: Ramazan Bayramı'nın mağdur ve mazlumların kurtuluşuna vesile olmasını diliyoruz Adil Özdemir: Ramazan Bayramı'nın mağdur ve mazlumların kurtuluşuna vesile olmasını diliyoruz
 Gazi Ali’nin gülen yüzü neden soldu?

Önceki akşam, Uşak Valiliği tarafından Şehit Aileleri ve Gaziler için düzenlenen iftar yemeğine katıldım. Son yıllarda Bölme yolu üzerinde açılmış nezih ve güzel düğün salonlarından birisinde düzenlenen iftar yemeğinde her şey dört dörtlüktü.

Uşak Valisi Sayın Seddar Yavuz ve eşi Selda Yavuz Hanımefendi ve diğer bürokratlar şehit aileleri ve gazilerimizle aynı masaları paylaşmış, Valimiz, şehit anne ve babalarının ellerini öpüyor, kendisi ve eşi Selda Hanımla fotoğraf çektirmek isteyen şehit yakını ve gazileri geri çevirmiyordu. İlahi müzik ve dualar eşliğinde Ramazan Ayı’nın o kutsal havasına uygun bir şekilde gayet güzel ve lezzetli yiyeceklerle nerdeyse dört dörtlük bir iftar olacaktı. Allah onlardan razı olsun.

“Olacaktı” diyorum, iftarın yapıldığı salona girerken girişte yaşanan bir olay beni oldukça üzdü ve bu yazıyı yazmaya mecbur kıldı. İftar yemeğinin düzenlendiği düğün salonu girişinde, Uşak Vali Yardımcısı  Sayın Sait Topoğlu, güler yüzü ile konukları karşılayarak, “Hoş geldiniz” diyordu. Her şey çok güzel gidiyordu.

Ta ki, terör gazisi Ali Özçelik gelene kadar. Ali’yi 2008 yılında Kayaağıl Köyünde bir program çekimi sırasında tanımıştım. Sanırım mayına basmış, belden aşağısı yoktu. Tekerlekli sandalye üzerinde hayata kendi çabası ile tutunurken yüzünde gülümseme eksik olmuyordu. Daha sonra Ali’yi ne zaman görsem hep gülüyordu.

Ali, eşi ve güler yüzü ile tekerlekli sandalyesi ile kapının önünde bir güneş gibi doğdu. Yine gülerek Ali ile şakalaştım. Vali Yardımcısı Sait Topoğlu yemeğin bir üst katta olduğunu söylemesiyle, Ali’nin o gülen yüzünün birden nasıl solduğunu görmek yüreğimi patlamaya hazır bir dinamit kuyusuna çevirdi.

Ali, “O zaman ben bu yemeğe katılmam” diyerek tekerlekli sandalyesini geri çevirmeye çalıştı. Bir yandan ben, bir yandan Sayın Topoğlu, Ali’nin kalması için diller dökerken, bir yandan da sandalyesine yapışıyorduk. “Gitme” diye. Neyse zor bela Ali’yi ikna ettik. Salon görevlileri geldi. Ali’nin sandalyesinden 4 kişi yapışarak ikinci kata çıkardı. Ancak, başkasına yük olmayı hiç sevmeyen Ali’nin yüzü gece boyunca bir daha gülmedi.

Uşak Valiliği, iftar yemeğini bu güzel düğün salonun bahçesinde yapmayı planlamış, tüm hazırlıklar ona göre yapılmıştı. Ancak, iftar saatine yakın yağmur çiselemeye başlayınca, son anda ikinci katta bulunan salon devreye sokulmuştu. Yani Uşak Valiliği tarafından en ince ayrıntısına kadar düşünülerek hazırlanan muhteşem iftar yemeğinde tek hesaplanmayan, milyonlar harcanarak yapılan düğün salonunda engelliler için bir asansör olmayışı olmuştu.

O yarım bedeniyle her şeye gülen Ali, dört kişi tarafından merdivenden çıkartılırken hiç gülmüyordu. Şu fotoğrafta görüldüğü gibi.

PARA HIRSI VE AÇ GÖZLÜLÜK ENGEL DİNLEMİYOR

Hep kamu kurumlarında engelliler için bir şeyler olması istenir. Peki, engelli insan bir düğüne ya da özel sektöre ait bir yere yemeğe gittiği zaman ne yapacak? Niye özel sektördeki kamuya açık işletmelerde engelli insanımız düşünülmez?

Niye cadde ve sokaklar engelliler için yeniden tasarlanmaz? İsmetpaşa Caddesi dışında engellilerin başka cadde ve sokaklardan geçeceği niçin hiç düşünülmez?

Devletin kendilerine, “Toplu taşım araçlarına ücretsiz binebilirsin” diye verdiği karta rağmen, niçin insanlıktan nasibini alamamış toplu taşıma araç şoförleri tarafından, İsrail askerinin taciz ettiği Filistinli, Çin Hükümeti’nin işkence ettiği Türkistanlı muamelesi görmeye devam eder?

Mesela çok sevdiğim engelli bir kızım var. Adı Gülten. Gülten Huzurkent civarında oturur. Bu hattın otobüsçüleri bu kızı iyice tanımışlar. “Bedava biniyor” diye kızı durakta gördüler mi durmadan geçip gidiyorlar. Gülten, araçlarına bedava binerse sanki batacaklar. Engellilere bu zulmü yapanlar, acaba kazandıkları paraların hayrını görüyorlar mıdır?

Çok şükür sağlıklıyız, eksik bir organımız yok. Onun için engelli bir insanın neler çektiğini anlamamız mümkün değil. Biz hiç engelli olmadık ki:

Evlerimizde bulunan klozetlerin taharet muslukları hep sağ tarafa konur. Sağ eli olmayan bir insanın bu musluğu nasıl kullanacağını hiç düşünmeyiz.

Sabah uyandığımızda, dünyanın en büyük nimetinin iki elimizle yüzümüze su çarpmak olduğunu aklımızdan bile geçirmeyiz. Hâlbuki iki eli olmayan bir insan o suyun serinliğini hiçbir zaman hissedemeyecektir.

Hayatın anlamını para kazanmak olarak gören esnaf, dışarı mallarını koyup daha çok para kazanmayı düşünürken, görme engelli bir insanın kaldırımda nasıl yürüyeceğini vicdanına hiç sorar mı acaba? Ya da tekerlekli sandalye kullanan bir insanın o kaldırımda nasıl hareket edeceğini aklına hiç getirir mi?

BOZ ATLI HIZIR YOLDAŞLARI OLSUN

Edindiğim bilgilere göre, Uşak Belediye Meclisi’nde boşalan bir üyelik için yedek kontenjandan Türkiye Sakatlar Derneği Uşak Şube Başkanı adaşım Sayın Salih Küçük seçilmiş. Adaşımı kutlarım. Yıllardır, engelliler ve hakları için bıkmadan usanmadan mücadele vermiş bir arkadaşımdır. Bu yönünü çok takdir ediyor ve adaşımın belediye meclis üyeliğine seçilmesine kendim seçilmiş kadar sevindiğimi içtenlikle belirtiyorum.

Salih Başkan’a yeni görevinde başarılar diler, Boz Atlı Hızır yoldaşı olsun dilerim. Tereciye tere satmayayım ama ne de olsa politikacı olduğu için çözmesi temennisiyle engellilerin şu sorunlarını Salih Başkanıma hatırlatayım dedim. Ne de olsa kendisi politikacı oldu da:

Yaya yollarının bozuk yüzeylerinin olması,

Kaldırımların görme engelli vatandaşlara uygun tasarlanmamış olması,

Yanlış yerlere ağaçların dikilmiş olması,

Kaldırımlarda tekerlekli sandalyelere uygun rampaların yapılmamış olması,

Taşıtların yaya kaldırımına park etmelerini önleyecek önlemlerin alınmamış olması,

Banka, postane hatta hastanelerde engelli vatandaşlarımıza uygun tasarımların bulunmaması,

Kaldırımlarda güvenlik önlemi alınmamış altyapı çalışmaları, hatta ve hatta açılan deliklerin kapatılamaması (bu tüm vatandaşların sorunu)

Otobüs ve toplu taşıma araçlarındaki basamaklar,

Halka açık tuvaletlerde engelli, tuvaletinin olmaması,

Engelli otoparklarının azlığı,

Standarda uygun ölçü ve nitelikte olmayan rampalar.

Engelli vatandaşlarımızın günlük hayatlarında karşılaştıkları zorluklardan bazılarıdır.

DUYRULUR!

Editör: TE Bilişim