Banaz Devlet Hastanesi'nde şeker ölçümü için pil dahi yok! Banaz Devlet Hastanesi'nde şeker ölçümü için pil dahi yok!
 KABAKLAR CAMİİ(KIRIK MİNARELİ CAMİİNİN KULLANIMDA OLDUĞU YILLARDAKİ İSMİ)

HAZIRLAYAN:ÖMER AŞÇI

1826 yılında Kabaklarlı ailesi tarafından birinci katı taştan, ikinci katı tahta olarak yaptırılan tarihi Kırık Minare Camisi, hem cami, hem de medrese olarak kullanılmıştır. 1949 yılındaki büyük depremde ikinci katı ve minaresi yıkılan bina, 1950 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne devredilmiştir. 1952 yılında da ibadete tamamen kapatılmıştır. 2005 yılında restorasyon çalışmaları başlamış fakat aslına uygun restore edilmediği gerekçesiyle, Vali Kayhan Kavas tarafından çalışmalar durdurulmuştur. Aslına uygun olmadan kaplanan sıvaların sökülmesiyle Kırık Minare Camisi nihayet eski haline kavuşmuştur.

Tarihi Kırık Minare Camisi, Kütahya Vakıflar Bölge Müdürlüğü'nün açtığı ihaleyi kazanan Hak İş firması tarafından restore edilmeye başlamış, binanın dış yüzeyi kireçli çimentoyla sıvanmıştı. Uşak Valisi Kayhan Kavas duruma müdahale ederek inşaatı durdurmuş, uzmanlar çağırarak bu yanlışı düzeltmiş ve cami, aslına uygun olarak restore edilmişti. Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından 102 bin 660 TL harcanarak üç ayda restorasyonu tamamlanmıştır. Vakıflar Genel Müdürü Yusuf Beyazıt, Bozkır Mahallesi'ndeki Kırık Minare Camisi'nin, tapuda Kabaklı Hacı Ağa Vakfı adına kayıtlı olduğunu açıkladı. Genel Müdür Yusuf Beyazıt, binayı 1850'li yıllarda Aşçızade Elhaç Hüseyin adında bir zatın yaptırdığının, minarenin gövdesindeki kitabeden anlaşıldığını söyledi. Tapu kayıtlarında, 'üstü yıkılmış cami, altında beş dükkan ve yıkık bir minare' şeklinde bahsedilen binanın iki katlı olduğunu, üst katı mescit, alt katı bağımsız beş dükkan veya istenirse tek bir mekan olarak kullanılabilecek plana sahip olduğunu anlatan Genel Müdür Beyazıt, "Minaresinin ve üst katının ne zaman yıkıldığı konusunda bir kayda rastlanılmamıştır. Muhtemelen bir deprem sonrası üst kat ve minarenin üst kısmı tamamen yıkılmış olan yapının alt katı, 1990 yılına kadar dükkan olarak kiraya verilmiş ve işletilmiştir. Zaman içinde bakıUşak’ta yaşanan depremlerin en büyüğü ve en hasarlısı 1887 Uşak depremidir. Osmanlı Arşiv belgelerinde depremin, Uşak ve köylerine verdiği hasar ve can kayıpları hakkında teferruatlı bilgiler mevcuttur. Depremde Uşak merkeze bağlı 7 köyde 106 hâne yıkılmış, 139 hâne büyük hasar almış, 70 hane ise az hasar görmüştür. Ayrıca Uşak ve Banaz’a bağlı 35 köyde 26 kişi ölmüş, 10 kişi de yaralanmıştır. Bakımsızlık sebebiyle virane kalmıştır." şeklinde konuşmuştur.

27 Ağustos 1894 yangını, Pazartesi günü, akşam saat 7.00‟de, Uşak kasabası çarşısında bulunan Pekmez Hanında başladı. Şiddetli rüzgârın etkisiyle kısa sürede üç dört koldan mahallelere yayıldı. Hükümet konağının ve hapishanenin bulunduğu Aybeg Mahallesi hariç, tüm mahallelerdeki hanelerle camiler, medreseler, dükkânlar, fırınlar, mektep ve kiliseler tamamen yandı. Zira yaklaşık bir gün süren yangında; 1800 hane, 7 han, 20 kahvehane, 680 dükkân, 10 fırın, 3 hamam, 10 câmiişerif, 8 medrese ve rüştiye mektebi ve 10 sıbyan / ibtidâî mektebi ile iki kilise yandı. Ayrıca yangında 8 veya 10 kişi hayatını kaybetmişti.

31Mart 1928, büyük torbalı depremi izmirde deprem ve uşakta hasar İzmir’in güneydoğusunda, Cuma vadisinde, Küçük Menderes ovasında, kuzeyde Gaziemir’den güneyde Cellat’ta birçok ev harab olmuştur. İzmir yöresinde onlarca ev yıkılmış, yüzlercesi de hasar görmüştür. Manisa (Magnesia), Alaşehir (Philadelfia) ve Uşak (Temenothyres) ciddi olarak hasar görmüştür.

Bu camii büyük ihtimalle bu afetler sonrası ve şahsi fikrime göre 1928 Torbalı depremi sonrası zarar görmüş minaresi ve camii olarak kullanılan üst katı yıkılmış idi.

 

Editör: TE Bilişim