Tık hastalığı kendisini, cinsel gücü artıran meyve, sebze ve diğer yiyeceklerde de gösteriyor. Google amcaya girin ve aklınıza gelen her hangi bir sebzeyi yazın. Patlıcandan pırasaya kadar her türlüsü kabuldür.
Örneğin "Patlıcan cinsellik" yazın ve arama tuşuna basın. Hemen karşısına yığınla haber gelecektir. Haberlerin bir çoğunun başlığı da, "Patlıcanın cinsel gücü artırdığını biliyor muydunuz?", "Patlıcan yiyin ve yatak hayatınızı sağlama alın" veya "Patlıcan doğal viyagra etkisi yapıyor"...
Bunun gibi nicelerini anlatmak mümkün. Patlıcan olmaz derseniz, marul, maydanoz, pırasa, elma, portakal, incir, baklava, şöbiyet, kurabiye.... v.s....
Gerçi günahı yok ki, garibim sebze ve meyvelerin. Sorsanız, onlar dahi bu kadar etkilerinin olduğuna şaşarlar... "Yahu ben öksürüğe iyi geliyordum?" diyen maydanoz, "Hangi ara bana cinsel gücü artıran özellik yüklediler. Galiba ben kendimdeki bu değişimi fark edemiyorum" diye düşünebilir...
Medyadaki bu kaygı sadece haber sitelerinde yok, sosyal medyada akla gelen değişik varyasyonlardaki haber veya bilgi platformlarında da mevcut.
Tık için belli bir tarafı veya takımı tutmaktan öteye geçme, kendini birilerinin yerine koyma veya belli bir grubun 'Köpek dövenliğini' yapma...
Sonra da, "Ne edem gurban, halk bunu istiyyy" nakaratları...
Medya, eğitimden sağlığa kadar her alanda halkı bilgilendirmekle görevli ve yükümlüdür. Fakat bu yaparken, halkın yumuşak karnına temas etmek, bazı konuları haddinden fazla büyütmek veya köpek dövenlik yapmak, basının vazifesi değildir.
Tiraj, reyting ve tık, kalitede ölçü kabul edilmemelidir.
Eğer medya, tık almaktansa, eğitimi, ekonomiyi, sağlığı ve hayatı ilgilendiren tüm alanları bir TIK öteye götürmek istiyorsa, o zaman doğru yoldadır.
SEVGİYLE KALIN...
ALİ ARASLI//
Editör: TE Bilişim
