Pazartesi Sendromu, yaptığınız işten, gideceğiniz yerden ve içerisinde bulunacağınız sosyal ortamınızdan memnun olmadığınız anlamına geliyor
ya da
“bu bir moda” gibi derinlerden gelen gizil öğrenmenin etkisinde kalarak bu durumun fobi haline gelmesidir diyebiliriz.
Aslında halk arasında “Pazartesi Sendromu” olarak bilinse de biz buna “Pazar Hüznü” demekteyiz. Pazar günleri telaşesinde kendimizi başlayacak olan haftanın endişesi, pazar gecesi uyku problemi, gerginliği, hüznü ve stresi gibi durumlar içerisinde görüyorsak şöyle buyurun;
- Gerçekten de Pazartesi bir sendrom mudur yoksa biz insanlar mı bunu sendrom haline getiririz? Peki ya moda, popülarite bizi bu sendroma sürükler mi acaba? Haydi gelin birlikte bunların cevaplarını arayalım ve bu durumlara çözümler üretelim…
Modaya uyma psikolojisi bizim için yeni bir kavram olsa da aslında bu her zaman varolan bir durumdur. Bilinçaltından gelen “benim neyim eksik, ben de onun gibi dikkat çekebilirim” cümleleri modaya uymayı zorlayan düşüncelerin temelini oluşturur. Moda dediğimizde her ne kadar akla kıyafet modası gelmiş olsa da günümüzde moda, psikoloji ile önemli ölçüde bağdaşmış durumda. Bugün, sırf bu modaya uyup kendimizi ön plana çıkarmak istediğimiz için aslında bizde varolmayan ve yapmayı istemediğimiz bir kişiliğe bürünebiliriz. Pazartesi Sendromu da onlardan bir tanesi. Modayı takip ediyorsanız bunu neden yaptığınızın farkında olmalısınız.
| İLK DEFA PAZARTESİ GÖRMÜŞ GİBİ DAVRANMAYIN. DAHA ÖNCE DE OLDU, SENDROMA GEREK YOK |
-yeni bir haftanın heyecanı
-yeni başarıların sinyali ilk gün
-yeni tatlı arkadaşlıklar
-daha başarılı ve yüksek hedeflerin başlangıcı
-etkili iletişim gibi olumlu cümleler kurup, kendimizi pozitif hislerle dolduralım…
Veeee bir başka yolu ise; Pazar sabahı yürüşü+erken uyumak+düzenli beslenme=Sendromsuz Pazartesiler
Editör: TE Bilişim
