SON USTA ZAMANA DİRENİYOR

Uşak’ta elde ayakkabı imalatı ve tamiri yapan 71 yaşındaki Hasan Usta, geçen zamana ve her gün gelişerek sanatını yok etmeye çalışan teknolojiye karşı direnişini sürdürüyor.

Günümüzde kanser yapan ayakkabılar Çin’den ithal edilirken, elde yapılan ayakkabı imalatı ve ayakkabı tamirciliği yapan Hasan Alcıl, 60 yıldır yaptığı mesleğin, yok olmak üzere olduğunu kaydederek, her şeye rağmen yaşatmaya çalıştığını söyledi.

1943 yılında Banaz İlçesine bağlı Kızılcasöğüt beldesinde doğan Hasan Alcıl, 11 yaşında evlatlık verildiği Mustafa Küçük’ün yanında ayakkabı dikimi ve tamirciliği öğrenmeye başladı. Mustafa Küçük’ün yanında 7 yıl boyunca çalışan Hasan Alcıl ustasının yanında, elle yapılan mest, paşa kaldıran, tumbacı modelleri ve çarık, mokasen, patımalı ve kazımalı gibi ayakkabıları imal etmesini öğrendi. Hasan Usta, mest lastik imalatında mestleri tahta çivilerle çaktıklarını hiç unutamadığını da sözlerine ekliyor. 1963 yılında kalfa olan Hasan Avcı, 1964 yılında askere gittiğini ve iki yıllık askerlikten sonra, 1980 yılına kadar Hamdi Özgün kardeşlerin yanında çırak olarak çalıştığını anlattı. Alcıl, “O yıllarda elimizde günde 30-40 çift ayakkabı dikerdik. Bot, ortopedik ayakkabı, mest ve daha bir çok ayakkabının da tamirini yapardık. Sonra ben, 1980 yılında çay üzerinde kendi ayakkabı tamir atölyemi açtım. Çay üzerinde 30 kadar ayakkabı tamircisiydik. 1998 yılında çay üzerindeki dükkânlar yıkılınca, ben işyerimi taşıdım. Daha sonra buradan da taşınarak,  Köme Mahallesi 1. Cansel Sokakta bulunan şimdiki işyerimi açtım. Bugün 71 yaşındayım. Aynı yöntemlerle ayakkabı tamir edebiliyorum. İsteyen alırsa, el işi ayakkabıları da hakiki deriden imal edebilirim” diyen Hasan Usta iddiasını ortaya koydu.

“TARİH OLUYORUZ”

Uşak’’ta şu anda bir elin parmakları kadar bile kalmayan ayakkabı tamircilerinin çoğunu kendisinin yetiştirdiğini belirten Hasan Usta, artık mesleğinin tarihe karışmasından duyduğu endişeyi dile getirdi. Hasan Alcıl, “Gelişen teknoloji ve değişen alışkanlıklarla birlikte bazı meslekler de gibi ayakkabı tamirciliği de tarihe karışıyor. Her geçen gün artan teknoloji, Çin mallarının sektöre etkisi ve vatandaşın alım gücünün olmaması mesleğimizi tarihe karışma tehlikesini de beraberinde getiriyor. Üretiminin zor ve zahmetli bir iş olması, ülkemizde ucuz ve sağlıksız olarak nitelendirilen ayakkabıların çok fazla satılmasından dolayı ayakkabı tamirciliği de yok olma aşamasına gelmiş durumda” değerlendirmesinde bulundu.

“ÇİN MALI AYAKKABI ÇOK SAĞLIKSIZ”

Ayakkabı tamirciliğinin unutulan meslekler arasına girdiğini vurgulayan 60 yıllık ayakkabı tamir eden ve çok sayıda çırak yetiştiren Hasan Alcıl, “Elbiseden tutun da her şey makine üretimine geçiyor. Bunu da normal karşılıyorum. Hayat durmadan değişiyor. Mesleğimiz artık sona eriyor. Her şey makineleştiği ve fabrika üretimine dönüştüğü için çırak yetiştiremiyoruz. Mesleğimizi ileride sürdürecek çırakta bulamadığımız için mesleğimiz gün geçtikçe eski değerini yitiriyor ayakkabı tamirciliği ölüyor” dedi.

Mesleğin en büyük sorunlardan birinin çırak yetiştirilememesi olduğunun altını çizen Hasan Alcıl, , Çin malı ayakkabıların çok sağlıksız olduğunu belirterek, sözlerini şu şekilde sürdürdü:

“İnsan ucuz ayakkabılara yönelerek hem sağlığını tehlikeye atıyor, hem de bir sektörün yok olmasına neden oluyor. Ayakkabı tamirciliği yok olmak üzere. Biz ayakkabı tamirciliği mesleğinin son temsilcileriyiz. Bizden sonra kimse ayakkabı tamircisi aramasın. Bizden sonra bu dükkânlar müze olarak kullanılacaktır. Geriye dönüp baktığım zaman hüzünleniyorum. Bizi arayacaklar ama iş işten geçmiş olacak.”

EKONOMİYE BÜYÜK KATKI SAĞLIYORUZ

Bu tatil Ulubey Macera Parkı kapılarını kapattı! Başkan Koçlu her hangi bir açıklama yapma gereği duymadı Bu tatil Ulubey Macera Parkı kapılarını kapattı! Başkan Koçlu her hangi bir açıklama yapma gereği duymadı

10 liraya ayakkabı alan birinin, 5 liraya tamir ettirmediğini söyleyen Hasan Alcıl, “Ekonomiye katkıda bulunuyoruz ama bu göz ardı ediliyor. 150 TL'lik ayakkabıyı 20 TL'ye tamir ediyoruz. “Ama insanlar artık, yenisini alırım diyor. Şimdiki ayakkabılar, eskisi gibi kaliteli olmuyor, sipariş usulü yapılan ayakkabılar 6-7 yıl kullanılıyor. Bakımı yapılırsa; topuğuna pençe falan atılırsa daha uzun süre de dayanabilir. Biz ürettiğimiz bir üründen sorumluyuzdur. ‘Yaptım, bitti’ diyemiyoruz. Bana ne diyemiyoruz. Herhangi bir sorun olduğu zaman müşteri gelip şikâyetini bildiriyor ve bizde gereği neyse yapıyoruz. Seri üretim yapan adam, bu ürün benden çıktımı iş biter diyor. Mal bozuk mu olmuş, hiç umurunda değil. Seri üretimin başlaması, el emeği ile icra edilen meslekleri bitirdi” şeklinde konuştu

                                                                                                     ALP ARSLAN DUR   

Editör: TE Bilişim