Adil Özdemir: Ramazan Bayramı'nın mağdur ve mazlumların kurtuluşuna vesile olmasını diliyoruz Adil Özdemir: Ramazan Bayramı'nın mağdur ve mazlumların kurtuluşuna vesile olmasını diliyoruz
Bir yanda gece gündüz çalışıyor, diğer yanda sektörün sorunlarını çözmek için mücadele ediyor. "Beyaz saçlı prens" diyenlere, "Bu saçları değirmende ağartmadık" karşılığını veriyor
 
RÖPORTAJ: SERKAN KARAYOL
 
Uşak sanayisinin belkemiği olan tekstil sektörünün duayen ismi 63 yaşındaki Sadettin Öztürk. 15 yaşındayken bir dokuma atölyesinde çırak olarak başladığı iş hayatında sayısız zorluk yaşamış. Çalışma azminden bir şey eksilmeden yoluna devam eden Sadettin Öztürk, 'Efsane başkanlar' arasına girmeyi başardı.
Tekstil sanayisine ve özellikle sosyal hakları olamayan tekstil çalışanlarına saysısız katkılarının yanı sıra, belediye meclisi üyeliği, 26 yıldır yürüttüğü Uşak Pamuklu Dokumacılar Esnaf Odası Başkanlığı ve 20 yıldan bu yana Uşak Esnaf Odaları Birlik Başkanlığı görevleriyle de genç sanayicilerin örnek olabileceği bir yaşam öyküsüne sahip Sadettin Öztürk. Evli, 2 çocuk babası ve 5 torun sahibi Öztürk'ü daha yakından tanıtmak ve genç nesillere ibretlik bir yaşam öyküsü sunmak istedik.
- İş hayatına nasıl başladınız?
Uşak merkezine bağlı Aktaş köyünde 1949'da doğdum. Ortaokuldan sonra çalışma hayatına başladım. 15 yaşındayken o dönemde Uşak'ta yaygın olan pamuk ipliği dokuma sektörüne çırak olarak girdim. 1974'te tekstil işçilerini örgütleyerek, Tekstil Sendikası Uşak Şubesi'ni kurduk, beni yönetici seçtiler. Bu faaliyet benim gelecekteki yaşam tarzımı iyiden iyiye netleştirmişti.
 
Ustalığa ulaştı
- Kendi işinizi nasıl kurdunuz?
1964- 65 yılları arasında girdiğim dokuma aölyesinde ustalaşmış ve işi tamamen öğrenmiştim. Artık işçi değil, kendi işimin patronu olmak istiyordum. 1977'de birkaç dokuma tezgahı alarak başladım. İşimi gün geçtikçe geliştiriyordum. Asıl emelim, örgütlü mücadeleyle Uşak'a daha çok şeyler kazandırmaktı. Yaşadığım kente katkımın olması için sivil toplum örgütlerinde yer alamam gerektiğini düşündüm.
- Neden sivil toplum örgütünü geliştirmeyi düşündünüz?
Her zaman örgütlü mücadele vardı aklımda. Ben zengin olmayı değil ilimizi zengin yapmayı düşündüm hep. Bu nedenle iş değil, sivil toplum örgütünde görev almak daha mantıklı geldi bana. Bu sebeple 1986 yılında Pamuklu Dokumacılar Esnaf Odası Başkanı olarak seçildi. 1996 yılında Uşak Esnaf odaları Birlik Başkanı seçildim. 1994-1999 yılları arasında da Uşak Belediye Meclisi üyeliği yaptım. Meclis üyeliğim haricinde diğer iki kurumda başkanlığım devam ediyor.
 
Hızlı bir şekilde gelişti
- Dokumacılık sektörünün dünü ve bugünü hakkında bize bilgi verir misiniz?
Uşak'ta 1960'lı yıllarda pamuklu dokumacılık çok kazandırmasından dolayı hızla ilerlemiş, büyük bir gelir kaynağı haline gelmişti. 1967 sonunda 60 civarında üye kaydıyla müteşebbis heyeti tarafından, Uşak Pamuklu Dokumacılar Esnaf Derneği'ni kurduk. Atölye sayısı 1986 sonu itibariyle 823'e ulaşmıştı. Karahallı'da da 1972 ile 1986 tarihleri arasında tekstil çok gelişti. Köylerinde bile her evin altında 3-4 dokuma tezgahı vardı. Bu tezgahlarda bin 672 kişiye kadar dokumacılık yaptığı tespit edilmişti. Şimdi bu işi yapan sadece 200 kişi kaldı.
- Dokumacılığın gerilemesinin sebebi sizce nedir?
1986-1993 yılları arasında pamuklu dokumacılık, en üst noktaya kadar yükselmişti. Ondan sonra siyasi ve ekonomik nedenlerle azalmaya başladı. Bunları ithal bezler, körfez krizi ve Çin tülbendi olumsuz etkiledi. Bu sektöre gerekli ilginin gösterilmemesi, esnafın kendini yenileyememesi, ekonomik nedenlere yenik düşmesi, gerekli önlemler alınamaması nedeniyle bitme noktasına doğru gidiyor. Dokuma sektöründe yetişenlerin bu mesleği terk ettiği, başka mesleklere kaçtığı veya işsiz kaldığı, çırak, kalfa, usta gereksiniminin karşılanmaması da etkili oldu.
 
Teknolojiyle uyum şart
- Uşak'ta dokumacılık ölüyor mu?
- Hayır, ölmüyor. İnsanoğlu doğduğunda beze sarılıyor, ölünce de beze sarılıyor. Dokumacılık ölürse bu bezleri kim dokuyacak. Ancak kendini yenileyemezse, gelişen teknolojiye inat eder ayak uyduramazsa doğanın kanunu gereği dokumacılar yok olur. Her geçen gün daha tuhaf, daha zorlu ve daha karışık hale gelen iş dünyasında; dramatik bir dönüşümün ve iş evriminin yaşandığı bu dönemde, liderlik her zamankinden daha önemli olacaktır. Verimliliğin artırılması için, iş uygulamalarının iyileştirilmesi gerekir. Takipçi olmak yerine, öncü olmayı tercih etmeliyiz. Eğitim ve teknolojiye ayak uydurmak. Ben eğitime çok önem veririm. Başkanlıklarım döneminde 500 den fazla insanın eğitim almasını sağladım.
 
"Politikaya girmek istemedim"
- Politikaya atılmayı düşünüyor musunuz?
Kesinlikle politikaya girmem. 1994-1999 Uşak Belediye Meclisi üyeliği yaptım. O dönemde de politikayı düşündüğüm için değil, birlik ve oda başkanı olduğum için diğer esnaf oda başkanları ve esnaftan gelen baskılarla meclis üyeliğine aday oldum. Amacım, esnafımızın sesini duyurmaktı. Bakın bugün esnaf lehine çözülen yerel sorunların çözümü benim belediye meclis üyeliğim döneminde başlamıştır. Ben esnafların başkanı olarak politikacı kimliğimden daha fazla hizmet edebiliyorum. Esnafın çıkarı söz konusu olduğunda, kimsenin gözünün yaşına bakmam. Hangi parti beni esnafımı üzüyorsa karşında beni bulur.
 
Editör: TE Bilişim