Bu yazımda, derleme çalışması yapılan bir türküden bahsedeceğim. Ulubey’e bağlı Çamlıbel Köylüleri 100 yıldır bu türküyü söyler. Başka da kimsecikler bilmez. Şimdilerde Çamlıbel’den Bekir Bayraktar, Şirin Hüseyin ve Palaz kızın ölümsüz aşkını türkülere dökmeye çalışıyor. Daha doğrusu Çamlıbel Köylülerinin dilinden düşmeyen bu yanık sevda türküsünü notalara dökülmesini sağlayarak, kalem yazmaz bir karasevdayı tüm dünya bilsin istiyor.

Ulubey’in Çamlıbel Köyünde köylülerinden sürekli Şiirn Hüseyin’e Ağıt türküsünü dinleyen Bekir Bayraktar, Aydın ilinde Devlet Demiryollarında çalışıyor. İzne geldiğinde bana bu türkünün peşinde olduğunu, Ünlü Türk Halk Müziği Sanatçısı, derlemeci Sümer İzgü ile temasa geçtiğini, kendisinin de bu ölümsüz aşkı roman olarak yazmak istediğini söyledi. Uşak’ın türkü repertuarına yeni bir türkü eklenirken, bu büyük aşkı da Bekir’in kaleminden okuyacağım günü sabırsızlıkla beklerken, Bekir’den izin alıp, bu kara sevdayı kısacık da olsa kaleme almak ve sizlerle paylaşmak istedim.

Bekir ‘in bu araştırmasına okyanusta bir damla kadar da olsa katkıda bulunduğum için çok bahtiyar oldum. Bekir, “Ağabey olay, Uşak Merkeze bağlı Aşağı Karacahisar Köyünde geçiyor. Sen oraları bilirsin. Birlikte gidelim” deyince dünyalar benim oldu. Atladık araca, ver elini Karacahisar.  Burada 84 yaşındaki Mustafa Amca’nın kahvesine gittik. Elini öptük, hayır duasını aldık. Haber saldık, esas bilene. Köylülerin “Kara Halil İbrahim” diye çağırdığı Haili İbrahim İşler Dayımız geldi. Söğüt ağacının gölgesinde çaylarımızı içerken, meramımızı anlattık. Bizi köy mezarlığına götürdü. Burada, Yörük Mezarlığı denen yeri gösterdi. Şirin Hüseyin’in mezarını aradık, bulamadık. Haili İbrahim İşler, “Siz Zep Köyüne gidin. Orada bir Bekir Dayı var. Ak sakallı 90 yaşını devirmiş. O iyi bilir” şeklinde yol gösterdi.


Halil İbrahim İşler’in Zep dediği köyün adı bugün Bozköy olmuş. Gittik Bekir Şahan Dedeyi bulduk. Girip yerden selamladık hane halkını. Oğlu Kemal ve eşi bize çay ikram ettiler. Bekir Dedem 91 yaşında kulakları duymuyor. Hafızası da bir gitti mi dakikalarca gelmiyor. Beyni kilitlenince bizde çaresiz bekliyoruz. Yine de sağ olsun var olsun. Bu türkünün hikâyesini sayesinde çözdük. Şimdi Bekir’in bilgileri ve Bekir Dede’nin ışığında bu aşkın ve türkünün hikâyesine geçelim.

Heybeli de bir kuş var kanadında gümüş var

Bu kara sevdanın öyküsü bundan yüz yıl kadar önce, Ulubey İlçesine bağlı Çamlıbel Köyünde başlar. Çamlıbel köyünün o devirlerde adı, Katırcık Köyü olarak bilinirmiş. Şirinlerin Hüseyin isminde namlı bir yiğit uçan kuşu gözünden vurur, iyilikte kimse eline su dökemezmiş. Şirin Hüseyin namlı yiğit, ince narin gövdeli, 2 metreye yakın uzun boyu ile dosta güven, düşmana korku salarmış.

Katırcık (Çamlıbel) Köyüne komşu Küçükkayağıl köyünde de 15 yaşlarında Palaz isminde dünyalar güzeli bir kız yaşarmış. Palaz Kız ile Şirin Hüseyin’in gönlü birbirine düşmüş. Aşklarına sen de, Leyla ile Mecnun, ben deyim, Kerem ile Aslı. O derece yani. Ama hayat boyu her şey güllük gülistanlık olmuyor ki; gülün bile dikeni var.

Şimdi Ulubey ilçesine bağlı mahalle olan Çubukdağ Köyünden Arabın Zabın Süleyman derler bir delikanlı da Pala Kız’a tutulmuş. Arabın Zabın Süleyman, Hüseyin ve Palaz’In sevdasını çekemez, Hüseyin’e sataşır, gücü yetmeyince de Hüseyin’den sopayı yer, Hüseyin’e daha da kinlenirmiş.


İş bunla kalsa iyi. Dünya Güzeli Palaz’ın üçüncü bir sevdalısı daha varmış. Dört Değirmen mevkiinde oturan hali vakti iyi olan “Goruk Hüseyin” karısı ölünce gözüne Palaz Kızı kestirmiş. Amma velâkin Şirinlerin Hüseyin lakaplı yiğit ile çatışmayı gözüne kestirmez, bu yüzden Palaz Kıza sevdasını belli etmezmiş. Goruk Hüseyin, biraz safça olan Arabın Zabın Süleyman’ı Şirin Hüseyin’e karşı kurar kurar sonrada üzerine salarmış. O safımda her seferinde iyi bir kötek yer yerine otururmuş.

Hepsi Yörük olduklarından Karacahisar dağlarına koyun keçi gütmeye çıkarlarmış. Karacahisar Köyünde bugün “Göbekli” denilen mevkiye bu Yörükler o devirlerde “Heybeli” derlermiş. Yine burada koyun keçi güderlerken, Goruk Hüseyin’in aklına bir hinlik gelmiş. Arabın Zabın Süleyman’a bir çifte vererek, Şirin Hüseyin’i vurmasını istemiş. Hüseyin’i vurursa, Palaz Kızın Süleyman’a kalacağını söyleyerek çifteyi Süleyman’ın eline tutuşturmuş.  Gel gelelim çifte boşmuş. Goruk Hüseyin’in muradı Süleyman’ın bu işi yapıp yapamayacağını öğrenmekmiş.

Yine bir bahane ile Şirin Hüseyin’e sataşan Süleyman, tüfeğin tetiğine basmış. Boş tüfek de haliyle patlamamış. Hüseyin, Süleyman’ı bir kez daha öldüresiye dövmüş. Süleyman günlerce yerinden kalkamamış. Bir yandan Şirin Hüseyin’e olan kini ve nefreti iyiden iyiye artmış. İçerisinde volkan olup yakmaya başlamış.

Sinsi Goruk Hüseyin de Süleyman’ı iyiden iyiye doldurarak kinine kin katmış. Neyse Efendim, Süleyman iyileşmiş. Süleyman’ın bir kuzusunu ya da oğlağını çalan Goruk Hüseyin, çaldığı yavruyu Şirin Hüseyin’in sürüsüne katmış. Kuzusunu arayan Süleyman’a da “Kuzunu Şirin Hüseyin Çaldı” diye fıştaklamış.

Bu kez, Goruk Hüseyin’den tüfeğin dolusunu alan Süleyman, soluğu Hüseyin’in yanında alıp hayvanını sormuş. Şirin Hüseyin, “Yok” falan dese de sürüyü arayan Süleyman kuzusunu sürünün içerisinde bulunan Heybeli (Göbekli) denilen mevkide Şirin Hüseyin’i vurarak öldürmüş.


Şirin Hüseyin mezara,  Arabın Zabın Süleyman da hapse girince Palaz kıza ne olmuş dersiniz? Onu da Goruk Hüseyin kendine karı olarak almış iyi mi? Günümüzde de hep öyle olmaz mı? Aslanlar savaşırken asıl voliyi çakallar vurmaz mı? Aynen o hesap işte.

Katırcıklılar (Çamlıbel) Plaz Kızın 100 yaşını aştığını ve ne zaman kendisine bu acı öykü sorulsa ağlayarak hiç bahsetmediğini söylerler. Geriye de yakında Uşak türküsü olarak, repertuara girmesi beklenen şu yanık türkünün sözleri kalır:

 

Şirin Hüseyin ağıtı

Heybeli de bir kuş var.

Kanadında gümüş var.

Hüseyin oğlan gitti gelmez.

Her hal bunda bir iş var.

****

Heybeli nin alanı.

Hüseyin ince dalanı.

Palaz kızın yüzünden.

Neden söyledin yalanı.

*****

Heybeli de sürüm var.

Palaz kıza sorum var.

Sorma dedim Hüseyin im.

Bunun sonunda ölüm var.

****

Heybeli nin alanı.

Hüseyin ince dalanı.

9 günlük bayram tatilinde gezilecek yerler! 9 günlük bayram tatilinde gezilecek yerler!

Gitme Palaz üstüme.

Çaldı kurşun yalanı.

****

Akkoyunlar akışır.

Düşmanlarım bakışır.

Atma palaz üstüme.

Al kanlarım bulaşır.

****

Heybeli nin dağı yıkıldı mı.

Buarsağın döküldümü.

Seni vurduranlar başka.

İfadelerin tutuldu mu.

*****

Heybeli nin alanında.

Sarı kaya başında.

Hüseyin i vurdular.

Yerde kaldı al kanı da.

****    

Heybeli dağında durdular.

Mavzerleri kurdular.

Sabah 8.30 da.

Şirin Hüseyin’i vurdular.

Not: Bekir Bayraktar, “Şirin Hüseyin’e Ağıt” türküsünün 15 kıta olduğunu, ancak bu kadar derleyebildiğini belirtti.

                                                         SALİH KILINÇ (ARAŞTIRMA)

Editör: TE Bilişim