UŞAK PORT//

Yörük kültürünün çeşitli etkinliklerle yaşatılmak istendiği Uşak’ta, son Yörüklere nefes aldırılmıyor. Son Yörüklerden biri olan Veli Tuna (70), her yıl Kula Ortaköy’den sürüsü ve çadırıyla birlikte Uşak’ın Banaz ilçesine bağlı Yukarı Karacahisar köyüne geliyor. Murat Dağı’nın eteklerindeki meralık alan için köy muhtarlığına gerekli ödemeyi yapan Veli Tuna, keçilerinden rahatsız olan Orman Müdürlüğü ve jandarma ekiplerinin kendisine nefes aldırmadığını söylüyor. Yaklaşık 300 büyük ve küçük baş hayvanı olduğunu belirten Veli Tuna, yetkililerin biraz daha anlayışlı olmasını istiyor. Eşi Zeynep Tuna (65) ile birlikte çadırda yaşadığını anlatan Veli Tuna, Yörüklük kültürünün son temsilcisi olduğunu belirtiyor. Yörüklüğün bir yaşam tarzı olduğunu vurgulayan Veli Tuna, gerçek bir Yörük profili çiziyor. Veli Tuna’nın yaşamına bakıldığında, yılın belli dönemlerinde, piknik havasında geçen ve yöneticilerin poşu bağlayarak poz verdiği etkinliklerin boş olduğunu anlaşılıyor.  “Sadece biraz anlayış istiyorum. Keçi ormanı yer diye bir düşünce ortaya atıldı. Ben kendimi bildim bileli keçinin içindeyim ve bu hayvanın sütü, derisi ve eti herkes tarafından beğeniliyor. Çocukluğumdan beri keçinin sütünü içiyorum ve etini yiyorum. Gittiğim hiçbir yerde orman yok olmadı. Hiçbir merada orman yangınına rastlamadım” diyen Veli Tuna, bir çok gelişmiş ülkede keçi sütünün niçin tercih konusu olduğunu ve orman yangınlarına çözüm bulmada keçinin taşıdığı önemi farkında olmadan dile getiriyor.

YETKİLİLER DAHA ANLAYIŞLI OLMALILAR

Yörük kültürünün ‘eş dost alışverişte görsün’ mantığı ile yapılan pikniklerle sınırlayan yetkililer, “Yörüklük kültürü ölmemeli” demek yerine, doğaya ve insanlığa faydası olan keçilere açtığı savaşı bir an önce bitirmeli. Veli Tuna, Yörük kültürünün korunması ile üretimin devamlı olacağını söylüyor ve şunları ekliyor: “Bana trilyon da verseler ben yaşamımdan vazgeçmem. Dedemden ve babamdan gördüğüm gibi yaşıyorum. Keçi bizim olmazsa olmazımız. Ne olur keçilerimize dokunmasınlar? Ben konakladığım köydeki meranın parasını kuruşu kuruşuna ödüyorum. Kimsenin bağına bostanına hayvanlarımı sokmuyorum. Ormanı yakıyor denen keçinin olduğu yerde yangınların daha az olduğuna da eminim. Keçi orman yakmaz, ormanı ancak insan yakar ve talan eder. Benim çocukluğumda orman yangınları daha az oluyordu ve o zamanlar keçi serbestti.”


Doğayı yok ettik, yağmur yağmaz oldu! Uşak Yenişehir köyü sakinleri yağmur duasına çıktı! Doğayı yok ettik, yağmur yağmaz oldu! Uşak Yenişehir köyü sakinleri yağmur duasına çıktı!

KEÇİ ORMANDA EMNİYET GÖREVİ ÜSTLENİYOR

Her kurban döneminde özellikle Uşak, Muğla ve Aydın yörelerinde çok fazla tercih edilen keçinin ormanı tahrip ettiği düşüncesi, ama basın ama resmi kurumlar tarafından sık sık gündeme getirildi. Bir dönem üretici elindeki bütün keçileri üç otuz paraya elinden çıkardı ve hiç alışık olmadığı cinsten hayvanları yetiştirmeye başladı. Doğanın ekolojik dengesini bozmakta üstüne olmayan insanoğlu, keçiyi yasaklayarak orman yangınlarının artmasının önünü açtı. Marmara Bölgesi Orman Mühendisleri Bölge Başkanı Prof. Dr. Uçkun Geray, daha önce yaptığı bir açıklamada, “Orman yangınları konusundaki en önemli yönetim, anlayışıma göre dip temizleme işlemidir. Bilindiği gibi keçinin otlandığı makilik Akdeniz ekosisteminde dip temizlemeden dolayı daha az yangın çıktığı da bilinen bir gerçektir. Ülkemizde Akdeniz havzasında 100 milyon hektarlık alan kaplayan ve Akdeniz iklim tipinin klimaks bitki örtüsü olan makiliklerin varlığını bugüne kadar taşımasında keçilerin varlığı da inkar edilemez. Keçinin hep maki bitki örtüsüne sahip ormanlar üzerinde baskı unsuru olduğu söylenir. Bu nedenle ormanların genç fidanlarını yok ettiği iddia edilir. Evet ormanların genç fidanlarına zarar verdiği doğrudur, ancak keçilerin olduğu ortamda ormanların varlığını günümüze kadar sürdürdüğü de bir başka geçektir. Ancak unutmamak gerekir ki orman yangınlarının neredeyse tamamına yakınının nedeni insan faktörü ve açılan alanların doğaya uygun olmayan baskı, yeni kesim, tarla açma ve kültür ormanı alanlarından kaynaklandığını belirtmek gerekir” diyerek doğal dengenin bozulmaması gerektiğini vurguluyor.


KEÇİ ANNE SÜTÜNE EN YAKIN SÜTÜ VERİYOR

Farkında olmadan ormanı koruyan keçi, kalsiyum oranı yüksek ve besin değeri açısından zengin süt veriyor. Uzmanlar, “"Anne sütü çok önemlidir ve yerini hiçbir şey dolduramaz ancak anne sütünün olmadığı durumlarda ikame besin söz konusu ise keçi sütü alternatif olarak düşünülebilir. İçerdiği besin değerleri bakımından anne sütüne en yakın süt, keçi sütüdür"  diyor. Gerçek (paçallanmamış) keçi sütü, sindirim sorunu yaşayanlar için de şifa kaynağı…

 

 

Editör: TE Bilişim