Yaşam

Uşak'ta atalarımızın geleneksel kara değirmen unu ile yaptığı ekmek

Abone Ol

Uşak Mende Köyünde asırlık kara değirmen unu ile yapılan köy ekmeği...

Uşak’ın Mende köyünde asırlardır bir gelenek gibi devam eden ekmek yapımı kültürü, hala yaşatılıyor. Taş değirmende çekilen buğdaydan yapılan tam buğday unu, ekşi maya ile yüzde 100 organik ekmek haline geliyor. Organik tam buğday ekmeği, Uşak'ın Mende köyünde, 100 yıllar öncesine dayanan gelenekle, ekşi maya ile yapılıyor.

Mende köyünde üretim yapan Ar Mende Ekmeğin sahipleri 70 yaşındaki Nesli Caran, oğlu Şerif Caran, gelini Ümmühan Caran ve torunu İbrahim Caran tarafından yapılıyor. Özüne uygun olarak yapılan ve taş değirmende çekilen tam buğday unu, diğer adıyla kara değirmen unu için buğdayı kendisi eken Caran ailesi, ekmeğin yüzde 100 organik olması için yoğun bir çalışma ortaya koyuyor.

Buğday taneleri içinde olan kara un, klasik bir şekilde eleniyor. Elekte kalan buğday taneleri, yüzde 100 organikliğin işareti olarak karşımıza çıkıyor. Ekşi maya, tuz, su ve tam buğday ununun karışımını, Ummuhan Caran hamura dönüştürüyor. Taş fırında pişen tam buğday unlu ve ekşi mayalı ekmek, hafta 1 gün talep eden müşterilere yapılıyor.

70 YAŞINDAYIM HALA ÇALIŞMAKTAN KEYİF DUYUYORUM 70 yaşında hala çalıştığını ve çalışmayı çok sevdiğini belirten Nesli Caran, gelini ve oğluyla hala canla başla çalışıyor. Ocağı gözümüzün önünde yakan, közleri kürekle çıkarıp dışarıda kış için yakıt haline getiren, ekmeğe şekil veren ve fırının bel kemiği gibi olan Nesli Caran, “Ben çalışmayı çok seviyorum, oğlum, gelinim ve torunlarım da bu işi severek yapıyorlar. Gençlere tavsiyem bu işleri öğrensinler ve gelecek kuşaklara taşısınlar” diye konuştu.

Fiyatı çok uygun olan ve özel seri ekmek statüsündeki lezzetli ve sağlıklı ekmeği, şeker ve tansiyon hastaları yoğun bir şekilde tercih ediyor. 70 yaşındaki Nesli Caran, asırlık kara buğday unu ekmeğinin kendi dedesinin ve ninesinin dönemden beri var olduğunu belirterek, "Ben kendi annemden, anne annemden, dedemden ve büyüklerimden bu ekmeği yapmayı öğrendim. Onlar da, kendi büyüklerinden ekmeği böyle yapmayı öğrenmişler. Osmanlı döneminden beri bu bilinen bir gelenek bu ve orijinal ekmek bu şekilde yapılıyor. Ben, oğlum, gelinim ve torunlarım yaklaşık 12 yılı aşkın süredir burada ekmek üretiyoruz. Tabii bunun evveliyatı da var. Önceleri kendi evimizde ev tipi denen kara fırınlarımız vardı. Şimdi tabii bu küçük geliyor ve biz gelenek olan ekmeğimizi üretip, kent merkezindeki vatandaşlarımıza ulaştırıyoruz” dedi.

70 YAŞINDAYIM HALA ÇALIŞMAKTAN KEYİF DUYUYORUM 70 yaşında hala çalıştığını ve çalışmayı çok sevdiğini belirten Nesli Caran, gelini ve oğluyla hala canla başla çalışıyor. Ocağı gözümüzün önünde yakan, közleri kürekle çıkarıp dışarıda kış için yakıt haline getiren, ekmeğe şekil veren ve fırının bel kemiği gibi olan Nesli Caran, “Ben çalışmayı çok seviyorum, oğlum, gelinim ve torunlarım da bu işi severek yapıyorlar. Gençlere tavsiyem bu işleri öğrensinler ve gelecek kuşaklara taşısınlar” diye konuştu.

Müşteri potansiyeli hakkında da bilgi veren Şerif Caran, şöyle konuştu: “Öncelikli müşteri bizleriz, çünkü evimizde bu ekmeği yiyoruz. Köyümüzde de kara buğday ekmeğinin kemik bir müşteri kitlesi var. Bu ekmeği ağzının tadını bilenlerin yanı sıra; doktorlar, sağlık çalışanları, öğretmenler ve şirket yöneticileri ağırlıklı olarak talep ediyor. Ekmeğimiz serin bir yerde muhafaza edilmesi durumunda 1 haftadan fazla, aşağı yukarı 8 ila 10 gün dayanıyor. Fiyat olarak da çok uygun bir rakamdan satıyoruz. Büyük köy tipi ve beyaz unla üretilen ekmek 20 TL ve bizim 1 kilogramlık kara değirmen buğdayı ekmeğimiz de aynı fiyatta. Çok pahalı değil, sadece bir süre alışmak lazım ve damak alıştıktan sonra illa bu ekmeği arıyor”. Öte yandan Şerif Caran’ın yeğeni İbrahim Caran da, henüz lise 1’de öğrenci olduğunu ve tatillerde fırsat buldukça amcasına ve babaannesine yardımcı olarak fırıncılığı öğrendiğini ifade etti.

Uzun yıllar dokumacılıkla uğraştığını belirten Şerif Caran da yıllar sonra atalarının evde yaptığı ekmeği üreterek hayatını idame ettirmeye başladığını ifade etti. Annesi, eşi, çocukları, yeğenleri ve aile fertleriyle birlikte çalıştıklarını dile getiren Şerif Caran, “Tam buğday ekmeğini üretmek, beyaz una göre biraz daha zor ve meşakkatli. Çünkü ekşi maya ile ekmeğin mayalanması, hamurunun kıvanın tutulması ve pişirme ayarı biraz daha farklı. Yıllardır yaptığımız için bize çok zor gelmiyor bu durum. Asırlık bir geleneği, odun ateşiyle beslenen taş fırınımızda yaşatıyoruz. Tabii bu işi yaparken en büyük desteği ailemden alıyorum. Bir birimize destek olmamız ve yaptığımız işi sevmemiz, ortaya güzel sonuçlar çıkarıyor” ifadesini kullandı.