Geçtiğimiz hafta, yüksek lisans öğrencisiyle yaptığı görüşme internette yayınlanan ve bu ses kaydında, öğrencisine hakaret ettiği için tepki toplayan Uşak Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ramazan Altınay, konuyla ilgili bir açıklama yaptı.
9 Kasım 2021’deki olayın sosyal medyada ifşa olmasını ve akabinde medyada taraflı bir şekilde haber olmasını eleştiren Prof. Dr. Altınay, dekanlık görevine gönüllü olarak talip olmadığını ve hocalarına duyduğu saygıyı bazı kişi ve grupların ‘yalakalık’ olarak gördüğünü belirterek, “Öte yandan bir kısım kara cahiller benim hocama çay-kahve yapmamı yalakalık olarak değerlendirmişlerdir. Beni tanıyanlar bilir, sözü yüzde, niyeti açık bir insanımdır” dedi.
Prof. Dr. Altınay, ses kaydı alan öğrencinin kentteki bir işletmenin sahibi olduğunu öne sürdü. Altınay, “İyi niyetle hatırlatmama rağmen derse gelmeyen bu kişi, 9 Kasım Salı günü sanırım saat 11:00-12:00 civarlarında benimle görüşmek için geldi. O esnada doktora öğrencimle bir makale yazımıyla ilgili çalıştığımızdan dekan sekreterine "beklesin" diye bilgi verdim. Çalışmamız bittikten sonra bu kişinin beklemediğini gördüm. Zaten bir müddet sonra 13:15'te haftalık resmi ders saatine göre "Bilimsel Araştırma Teknikleri" adlı doktora dersim başladı. Kişi bu dersten sonra yine geldi ve kendisini kabul ettim. Dekanlığa gelenler bilir, dekanlık kapısı gün boyu açık kalır. Kapı nadiren kapalı olur. Hangi sıfatla ya da istek ve ihtiyaçla olursa olsun benimle görüşmeye gelip de şimdiye kadar görüşemeden giden kimsenin olduğunu hatırlamıyorum. Dolayısıyla bu kişiyle de görüştüm. Dikkatimi çeken husus, kişinin içeri girerken kapıyı ısrarla kapatmaya çalışmasıdır. Kapının önünde kendiliğinden kapanmasını engelleyen küçük bir takoz bulunduğu için kişi kapıyı tam kapatamadı. Ben de herhalde özel olarak söyleyeceği şeyler var diye, takozu kaldır, dedim. O da takozu kaldırarak kapıyı örttü. Tabii şimdi kapıyı ısrarla neden örtmek istediği daha iyi anlaşılıyor. Ben buyur, dedim o da konuşmaya başladı” dedi.

“ÖĞRENCİ MASUM ROLÜ OYNAMAYA BAŞLADI”
 “Maalesef son derece prokovatif ve kışkırtıcı üslup ve içerikle konuşmaya başladı. Ben bir müddet sonra ister istemez gerildim. Sesler karşılık yükseldi ve öğrenci bir anda masum rolünü oynamaya başladı” diyen Prof. Dr. Altınay, şöyle devam etti: “Hazırladığı tuzak ortaya çıktıktan sonra anlıyorum ki onun niyeti zaten beni sinirlendirip ses ya da görüntü kaydı almakmış. Neticede son derece üst perdeden ve saygısızca devam eden konuşması karşısında etten ve kemikten oluşan bir insan olarak ben de sinirlendim. Üslup, ses tonu ve konuşma içeriğinin bir kısmında problemli şeyler oldu. Kişinin kaydı profesyonelce baştan değil konuşmanın/tartışmanın bilerek gerginleştirildiği ve sinirlerin gerilediği, kendisinin ise masum ve mağdur rolünü oynadığı anda aldığı ortadadır. Her aklı başında insaf sahibi kişi bilir ki olay bir anda bu kadar gergin başlamaz. Ders, benim hassas noktamdır, bir nevi bam telimdir. Gerilmemin ve ses tonumun iyice yükselmesinin bir sebebi karşımdaki provokatör ise diğeri de budur.
Kısacası olaya ve konuşmalara dikkatle bakıldığında benim konuşmamın merkezinde  öğrencinin ders programına göre zamanında gelmediği ve dolayısıyla işlenemeyen bir ders, "Tarih Metodolojisi" dersi olduğu görülecektir.”


ALTINAY: MEDYA PİRANALARI OLAYI DEKANLIKLA İLİŞKİLENDİRDİ
Altınay, “Kısacası, sinirlenme nedenim, hiçbir derse, ders saatinde gelmeyen bir öğrenciyi, hocalık hassasiyetiyle ders öncesi zamanında dersin işlenmesine yönelik uyarma ve buna karşılık öğrencinin önce wp. grubundan sonra da yanıma gelerek aynı üslubun çok daha saygısızca sürdürülmesidir. Ben anladım ki bu kişinin niyeti üzüm yemek değil, bağcıyı sosyal medyada linç ettirmektir. Maalesef bu işe çanak tutan basın ve sürü halinde bana saldıran sosyal medya piranaları sayesinde muradına ermiş bulunmaktadır. Dikkat edilirse bu açıklamada "dekanlık" göreviyle ilgili hiçbir şey söylemedim. Çünkü olayın benim dekanlığımla değil, hocalığımla ilgili olduğu izahtan varestedir. Ama medya piranaları bunu dekanlık etrafında çerçeveletip yutmak istemişler ve maalesef hedeflerine ulaşmışlardır. Şu bilinmedir ki dekanlık benim üzerine yapışık bir görev değildir. Çok şükür hayatımda hiç makam ve koltuk tutkum olmadı. İki defa farkı fakültelerde dekanlık görevinde bulundum ama hiçbir zaman bu görevler kendi talebimle olmamıştır. Hiçbir zaman dekanlık görevine talip olmadım. Ancak görev verildikten sonra adaletle ve görevin gerektirdiği şekilde yapmak için elimden geleni yaptım. Kendimi hiçbir zaman dekanlık sıfatıyla tanımlamadım. Belirttiğim gibi benim için önemli olan hocalık sıfatıdır. Ben bu olayda hocalıkta ve derste ısrar ediyorum, malum kişi ve medya-pirana sürüsü olayı dekanlığa çekiyor. Dediğim gibi dekanlık önemli bir görevdir ama yokluğu benim hiç umurumda değil, olmadı ve inşallah olmayacaktır. Ancak "Hocalığıma" laf edenleri hem bu dünyada hukuk önünde hem de öte dünyada ilahi adalette asla affetmeyeceğim. İnşallah iki yerde de sonuna kadar hesaplaşacağız” diye konuştu.


“KARA CAHİLLER BENİM YALAKALIK YAPTIĞIMI SÖYLÜYOR”
Altınay, açıklamasını şöyle tamamladı: “Öte yandan bir kısım kara cahiller benim hocama çay-kahve yapmamı yalakalık olarak değerlendirmişlerdir. Beni tanıyanlar bilir, sözü yüzde, niyeti açık bir insanımdır. Yalakalık bana yapışacak bir nitelik değildir. Belki de hayatı yalakalık üzerine kuran bu tür düşünce sahiplerinin değişmez niteliğidir. Bana ilim öğreten hocalarımı, ölenleri rahmetle ve sağ olanları saygıyla anıyorum ve her kim ne zaman bana bir bilgi öğretse ona da zevkle çay-kahve yaparım. Çünkü bizim kültürümüzde “bir harf öğretene kırk köle olma, yani hizmet etme” kadirşinaslığı vardır. Benim Hocalığıma laf eden ya da kuşku duyanları haftanın perşembe günleri saat13:15-16:00 arasında derse bekliyorum. Güzel Ülkem, kötü niyetli provokatörlere izin ve pirim vermemeli.”

EDİTÖRÜN NOTU: OLAYIN DİĞER TARAFI YÜKSEK LİSANS ÖĞRENCİSİ DE BİR AÇIKLAMA YAPMA GEREĞİ DUYARSA KÜNYEMİZ ÜZERİNDEN BİZE ULAŞABİLİR...

Uşak Öğretmenevi'nin merkezdeki binası dökülüyor! Binayı öğretmenler kullanamıyorlar! Uşak Öğretmenevi'nin merkezdeki binası dökülüyor! Binayı öğretmenler kullanamıyorlar!

Editör: TE Bilişim