Bu başlıkla ilkyazımızı yazdığımızda bunun ikincisi hatta üçüncüsünün geleceğini biliyordum. Çünkü Uşağımızın derdi yine Uşak’lı, yani kendisi. Son aylarda yürürlüğe giren bir Kent Kart uygulaması var. Kötümü oldu, hayır, mutlaka iyi oldu. Ama eksik oldu. Biraz sonra yazacağım örneklerde de görüleceği gibi Uşak’ta yalnız Uşak’lı yaşamıyor. Uşağa gelen misafir kişiler şehir içinde herhangi bir yere gidecek. Biniyorlar halk otobüsüne, sağa sola yalvarmalar başlıyor, kartınızı geçebilir misiniz, ben ücretini vereyim. Geçsen bir türlü, geçmesen bir türlü, misafir zorda kalıyor. Para alsan bir türlü, almasan bir türlü, zor seçenek. Araçlara binenlerin kartta kalan paralarına dikkat ederim, bir veya iki kez binecek kredisi ya var, yok. Yardımcı olsa sabaha kendine kredisi yok. Defalarca gündeme getirildi, iki-üç binimlik kartlar yapılsın, duraklara yakın yerlerde satılsın günübirlik gelenlere, kartını evinde, işyerinde unutanlara verilsin, dedik. Ne kimseye yalvarırsın, nede karşındakini zor durumda bırakırsın. İkinci Kent kart olayı daha farklı. Cumhuriyet Meydanı Otoparkına şimdi sadece Kent Kartla giriş-çıkış yapılabiliyor. Buraya arabasını bırakanların büyük çoğunluğu dışarıdan gelen pazarlamacılar, ayda bir gelen, iki-üç ayda bir gelen adam çarşıya yakın diye burayı tercih ediyor. Ne yapsın bu adam gidip Kent kart mı alsın. Varsa esnafın kartını kullanıyor, yoksa ara sokaklara aracını bırakıyor. Kent kart olan da yer bulamıyor, Özel sektörün yerleştirdiği aracın yarısı bile yokken, yer yok diyen görevliyi aşamıyorsun. Gözle görülen boş yerler var. Ama görevli yer yok dedi ise, yer yoktur. Hiçbir pazarlamacı için Uşak maalesef cazip bir il değil. Oteller pahalı ve yeterli değil, Otellerin otoparkı yok. Akşam sulu yemek yiyecekleri lokantalar yeterli değil. Birçok pazarlama elemanı yakın ilçelerde kalıyor bu Uşak’ın parasının dışarıya kaçması demek. Oysaki Uşak’ı marka şehir yapacak, Uşak’ı tanıtacak bunlardır. Otopark sorunu bu kadar mı? İşyeri sahiplerinden komşusu ile arası açık olmayan kaç Uşak’lı var. Sokaklarda, apartmanlarda komşusu ile kaç ailenin arası açık, hatta mahkemelik bilen var mı? Sebep araç parkı. Çözüm yok. Gerek trafikte, gerekse park sorununda aspirin tedavisine gidiliyor. O tedavide de yetişkin insana bebek aspirini veriyorsun. Her geçen gün kambur katlanarak artıyor. Otogar kavşağında, özellikle akşam saatlerinde ki kilitlenmeyi hiçbir kimsenin görüp önlem almaması hayret edilecek bir olaydır. Salı Pazarı istikametinden gelen, Küçük Çarşıdan gelen araçlar trafiği felç etmekte. Ama her ne hikmetse burası için yıllardır bir çözüm üretilememekte. Park yapmak güzel, kule yapmak güzel de hiç yokmuş gibi tüm bu yazdıklarımızı atlamak o kadar yanlış. Parklar medeniyet ise de asıl medeniyete giden yol bir ilin otopark ve trafiğinden geçer. Dört yolda yapılan üst geçidi ben dâhil hep eleştirdik şimdi bakıyorum da yapılış tarzı yanlış olsa da iyi ki yapılmış, diyorum.