Uşak’ta faaliyet gösteren Psikolog İrem Ayyıldız, çağın en temel psikolojik sorunu olan stres bozukluğu hakkında bilgiler vermeye devam etti. Stresin başa çıkılması mümkün olan bir durum olduğunu ve bunun için bireylerin gerektiğinde yardım almalarında yarar gördüğünü belirten Ayyıldız, “Stres bozukluğu, diğer bir adıyla travma sonrası stres bozukluğu, kişinin aşırı korkmasına, aşırı derecede üzülmesine neden olan, kişiyi yaşanan olay sonucunda oldukça çaresiz ve rahatsız hissettiren, ani ve beklenmedik şekilde gelişen ve çoğu zaman olağan dışı olarak nitelendirebileceğimiz olaylar sonucu meydana gelen bir bozukluktur” dedi.

Narsistik kişilik bozukluğu olanlar değersizlik hissediyor! Narsistik kişilik bozukluğu olanlar değersizlik hissediyor!

Ayyıldız, “Kişiler yaşadıkları travmalardan kaynaklı olarak, sürekli olarak endişe, korku, çökkünlük hali içerisinde sıkışmış hissedebilir, ara ara flachbackler (olayı tekrar yaşıyor gibi hissetmek) yaşayabilir. Doğal afetler, kayıplar, cinsel istismar, kazalar gibi olaylar sonucunda görülebilen stres bozukluğu, kişiyi derinden sarsarak ağır bir stres altına sokabilmektedir. Eğer travmatik olay sonrasında yaşanan psikolojik sorunlar; hemen ortaya çıkıp bir aydan kısa sürüyorsa ya da azalma gösteriyorsa buna akut stres bozukluğu, eğer olayın üzerinden biraz zaman geçtikten sonra ortaya çıkıp hiç geçmiyorsa travma sonrası stres bozukluğu adı verilir. Stres bozukluğu, kişileri derinden sarsan travmatik olaylar sonucu ortaya çıkan psikolojik bir problemdir” dedi.

Yaşanan olumsuzlukların hemen herkeste travma sonrası stres bozukluğuna neden olmadığını da belirten Ayyıldız, “Kişilerin olaylarla başa çıkma yöntemine, olayları algılama şekline ve olaylara verdikleri tepkiye göre bu durum değişiklik göstermektedir. Bunlarla birlikte, stres bozukluğunun ortaya çıkmasında kişinin geçmiş yaşam öyküsünün de etkisi olabilmektedir. Örnek vermek gerekirse, kişinin başka travmatik olaylara ya da durumlara da geçmişte maruz kalması, depresyon ve anksiyete gibi psikolojik problemlere sahip olması, alkol ve uyuşturucu sorunları olması gibi durumlar stres bozukluğunu tetikleyebilecek etmenlerdendir. Akut stres bozukluğu, yaşanan olay sonrasında belirti verip, belirtiler zaman içerisinde etkisini azaltmaktadır. Oysa travma sonrası stres bozukluğunda belirtiler bazen bir ay sonra ortaya çıkabilirken, bazen yıllar sonra bile ortaya çıkabilmektedir. Bu belirtiler kişinin gündelik hayatını sürdürmesine engel teşkil edebilmekte, sosyal ve iş hayatında birçok soruna sebep olabilmektedir. Ayrıca aile içinde ve ikili ilişkilerde de pek çok probleme yol açabilmektedir” ifadesini kullandı.

Ayyıldız, “Travma yaratan olayı tekrar tekrar hatırlamak, yeniden yaşıyormuş hissine kapılmak (diğer bir adıyla flashback yaşamak) ve buna yönelik tepkilerde bulunmak. Kaçınma davranışları göstermek; olayı hatırlatacak yerlerden, kişilerden ve aktivitelerden kaçınmak, bu olaya dair konuşmaktan ya da bu konu hakkında düşünmekten kaçmak. Olayı hatırlatıcı rüyalar veya kabuslar görmek, bunun sonucu uyku bozuklukları yaşamak. Travma etkisinden dolayı bazı davranışların aşırı olması; aşırı korkma, aşırı endişeli olma hali, aşırı alkol tüketimi, çok hızlı araba sürmek gibi. Sürekli bir tedirginlik hali içinde olmak. Odaklanma problemleri yaşamak, öfke kontrol problemleri, sürekli ve aşırı sinirlilik hali, saldırgan davranışlarda bulunma, suçluluk ve utanç içerisinde hissetme durumu ve kendine zarar verici davranışlar gösterme görülen belirtilerdir” dedi.

“Yukarıdaki belirtiler, bir kişide sürekli görülmüyor olabilir veya belirtilerin görülme şekli ve yoğunluğu değişiyor olabilir. Bu noktada belirtilerin ortaya çıkmasına neden olacak tetikleyiciler önemli bir rol oynamaktadır” diyen Ayyıldız., şöyle devam etti: “Sesler, görüntüler, koku gibi tetikleyiciler, belirtilerin kötüleşmesine neden olabilmektedir. Ayrıca kişinin başka bir konudan dolayı strese girmesi de travmanın tetiklenmesine sebep olabilmektedir. Stres bozukluğu yaşayan kişiler, belirtiler ortaya çıkmaya başladığında ve bu sorunlarla baş etmekte zorlandıklarını anladıkları zaman, profesyonel bir yardım almaları gerektiğini fark etmelidirler. Bazı durumlarda akut stres bozukluğu, zamanında müdahale edilmezse travma sonrası stres bozukluğuna dönüşebilmektedir. Durumun daha da kötüleşmesine engel olabilmek için danışan ne kadar erken bir şekilde danışmana başvurup yardım alırsa süreç sonunda, o kadar iyi sonuçlar alınmaktadır. Bir travmaya maruz kaldıktan sonra kişiler, öncelikle profesyonel bir yardım almayı tercih etmelidir. Bunun için bu konuda yetkin ve tecrübeli danışmanlara başvurabilirler. Profesyonel yardımla birlikte, kişinin kendisine destek olabilecek aile, eş ve arkadaş çevresiyle vakit geçirmesi, ilgi duyduğu ve zevk aldığı etkinliklere yönelmesi de sorunlarla başa çıkabilmesinde fayda sağlayabilir. Kişiler, alkol, uyuşturucu ve kafein gibi durumu kötüleştirebilecek maddelerden uzak durmalıdır. Bunun yerine sağlıklı ve dengeli bir beslenme tarzını seçmek, gün içerisinde egzersiz yapmaya vakit ayırmak, yürüyüşe çıkmak endişeli ruh halini azaltmaya yardımcı olabilir”.

Editör: TE Bilişim