Seçimlere çok az bir süre kaldı ve 10 gün sonra sandık başında olacağız. Sandıklara gitmeden önce oy hesapları yapılmaya devam ediyor ve ittifaklar da kendi içlerinde örtülü de bir rekabet halindeler. Uşak’ta bu durum çok daha net bir şekilde göze çarpıyor.

Partiler, sadece sahada çalışma yapmıyorlar, elinde kağıt ve kalem sürekli hesap kitap yapanlar var. Çünkü bu seçimde oy hesapları çok daha büyük önem kazanıyor.

Bu genel seçimi diğer seçimlerden ayıran bir özellik var; Bu seçim parlamentoda kenti ve vatandaşı temsil edecek isimlerin tıpkı belediye başkan adayları gibi isim isim takip edilmesi.

Nedeni çok açık? Daha önce partisine ve liderine oy verenler, memnun olmadıkları adaylara rağmen kerhen oy kullanıyordu.

Bu seçimde ise liderler başlı başına Cumhurbaşkanı yani hükümeti kuracak adaylar olduğu için daha rahat hareket edecekler.

Partime oy vermezsem eğer, liderim çıkmaz gibi bir düşünce bu seçimde yok. Hatta AK Partili bir seçmen MHP’ye veya başka bir sağ partiye oy verse dahi yine Recep Tayyip Erdoğan’dan yana tercih hakkını kullanabiliyor. Benzer durum, diğer partiler ve Cumhurbaşkanı adayları için de geçerli.

Gelelim Uşak’taki duruma…

Şu anda 1-1-1 olma ihtimali hala var.

Burada İYİ Parti’nin adayı Muhammet Gür’ün şahsi olarak alacağı oy önemli. Benim konuştuğum hemen her partide küskünler ordusu var. Hepsi de tercihini ittifaktaki diğer adaya yönelik olarak düşünüyor.

Millet İttifakı dün bu konuda bir hesaplama paylaştı. Özetle bir evde bulunan 2 CHP oyunun 1 tanesi İYİ Parti’ye giderse burada muhalefet 2’inci bir vekili çıkaracak gibi duruyor.

AK Parti’de de adaylardan dolayı küskünler çok fazla. Açıkçası burada ne olup biteceğine dair net tahmin yapamıyorum. Çünkü sandıktaki tutumlara dair kesin bir yargıya varmak pek mümkün değil.

CHP’NİN İKİNCİ SIRASI VE BASIN!

Bu yazıda kısa bir hatırlatma ve taşlamada da bulunmak istiyorum.

CHP’nin ikinci sıra adayının basın mensuplarına yönelik negatif tutumu, önceki gün sosyal medyaya yansıdı.

İddiaya göre İsmet Akın, gazetecileri gereksiz buluyormuş ve ben de 2015’te de benzer bir ifadesine bizzat şahit olmuştum.

Şimdi kısa bir hatırlatma yapayım kendisine; 2011’de (Dilek Akgün’ün seçildiği seçim) aday adayı oldunuz ve Uşak’ta o dönemin valisinin açık hava reklamlarını sökmesi sonucu mağdur olduğunuzu öne sürdünüz.

O dönemde ne zaman bir afişiniz sökülse, hemen gazetecilere ZIRRR telefon açıyordunuz. O zaman gazeteciler gayet iyiydi ve mağdur edebiyatıyla ön seçimde yanlış hatırlamıyorsam, 4’üncü oldunuz.

Şimdi de gazetecilere hoş olmayan davranışlar sergilendiğiniz konuşuluyor.

Size (İsmet Akın’a) şu mesajı vermek istiyorum;

Uşak’a seçimden seçime geliyorsunuz, seçimden seçime geldiğiniz halde, daha önce gazetecilerin sırtından kotardığınız mağdur edebiyatıyla CHP’de sıralamaya giriyorsunuz. Ve bu yetmiyor, gazetecileri gereksiz buluyorsunuz. Umarım bu eleştirileri okur ve kendi kendinize küçük bir vicdan muhasebesi yaparsanız.

GAZETECİLERE GELİNCE; Arkadaşlar biraz dik durun, onurlu durun. 3 kuruş reklam alacağım diye kendinizi ayaklar altına aldırmayın. 

Uşak’taki afaki zamların düşürülmesi için teklif sunacaklar! Uşak’taki afaki zamların düşürülmesi için teklif sunacaklar!

YAZAN; ALİ ARASLI///

Editör: TE Bilişim