Uşak Araştırmaları Derneği Başkanı Ömer Aşçı, Devlet Arşivleri'nden paylaştığı bir belgede, Yunanlı işgalcilerin işgal döneminde kentte yaptığı taşkınlıklar ve işkenceleri, Uşak Medresesi Müdürü Ayntabizade Mehmed Salih Efendi’nin kaleme aldığı bir mektupla hatırlattı. Aşçı'nın paylaştığı bilgilere göre, kentte Yunanlı işgalciler, vatandaşa türlü türlü işkenceler yaptı, tarımı bitirmek için araçlara el koydu ve tüm hayvanları kesip kendi ordularına yedirdi. Ayrıca Yunanlı işgalcilerin, Müslüman halkı rencide etmek için her mahalleye genelevler kurduğu notu da ortaya kondu. Mehmed Salih Efendi'nin aktardığına göre, "Hayvani ihtiyaçlarının teminine vesile kabul ettikleri umumhanelerin(genelevlerin) birleştirilmesi mümkün iken sırf Müslüman ahaliyi rencide etmek için her İslam mahallesinin çeşitli muhitlerinde on, on beş umumhane(genelev) açmak suretiyle hayatta olanlara azap ediyorlar" ifadesi yer alıyor.

İŞTE ÖMER AŞÇI'NIN TEKRAR AKTARDIĞI TARİHE NOT DÖŞÜLEN ÖNEMLİ BELGE:

Uşak Darül Hilafe Medresesi Müdürü Ayntabizade Mehmet Salih(Uçar) Efendi 12 Mayıs 1921

Uşak Medresesi Müdürü Ayntabizade Mehmed Salih Efendi’nin 12 Mayıs 1921 tarihinde Uşak Kazası ’nda Yunan İşgal Ordusu’nun yaptığı zulmü Osmanlı Devleti’nin Şeyhülislamı Medeni Mehmet Nuri Efendi’ye şu ifadelerle aktarmaktadır;

“Huzur-ı Sâmî-i Cenâb-ı Meşihat Penâhîye/ Şeyhülislâmlık Makamının Yüce Huzurlarına

Devletlü, semahatli(cömert) efendim hazretleri;

7 Mart 1922 tarih ve 50 numaralı izin dilekçesini Şeyhülislâmlık Makamının Yüce Huzurlarına varıp eteklerinizden öpmek ve Şeyhülislâmlık Makamının vereceği izinle Avrupa hükûmetlerini dolaşıp Yunan vahşet ve zulmünü birer birer anlatarak açıkça meydana dökmek emeliyle bir parça pasaportun verilmesi hususunda ki talep yazıma İzmir Fevkalade Komiserliği tarafından bağlı olarak ret cevabı verilmiş olduğundan hemen İzmir’e giderek Yunan vahşet ve zulmünü madde madde devlet makamına ulaştırmayı istemek suretiyle Müslüman halkın şanını ve namusunu korumak ve tam bağımsızlığının bekasını temine sebep olmak üzere şu mektubumu takdime cesaret ediyorum. Şöyle ki:

7 Mart 1338/7 Mart 1922 târîh ve 50 numaralı müsaade-i celile-i Cenâb-ı Meşîhat-penâhîleriyle evvelâ huzur-ı devletlerine varıp eteklerinizden öpmek, saniyen müsaade-i celile-i Cenâb-ı Meşîhat-penâhîlerini mustashaben Avrupa hükûmetlerini dolaşıp vahşet ve mezâlim-i Yunaniye’yi birer birer meydan-ı aleniyete dökmek emeliyle bir kıt‘a pasaportun itası hususundaki müzekkire-i dâiyâneme, İzmir Fevkalade Komiserliği tarafından merbûten takdîm kılınan cevabi ret verilmiş olduğundan hemen İzmir’e gitmek vahşet ve Mezâlim-i Yunaniye’yi madde be-madde zât-ı devletlerine arzu iblâğ etmek suretiyle ahali-i Müslime’nin hıfz-ı şan ve namusunu ve bir dereceye kadar hürriyet-i tâmmesinin bekasını temine medar olmak üzre şu arizamı takdime ictisâr ediyorum. Şöyle ki:

Öncelikle: İşgal sonrası başta (Uşak) Kazası Kaymakamı Ahmet Cevdet Bey olduğu halde merkez kazada eşraftan yirmi sekiz kişi ve ek olarak yüzlerce kadın ve erkek çocuğun Atina’ya sevk edildiği ve birçok kişiyi hapis ve ateş üzerine baş aşağı asmak gibi çeşitli işkencelerle darp edildiği ve idam etmek suretiyle memleketin aydın(entelektüel) kısmını harap etmiştir.

Evvelâ: İşgalin akabinde başta kazâ Kaim-i makâmı Ahmed Cevdet Bey olduğu hâlde yirmi sekiz eşrâfın merkez kazâdan ve yüzlerce kadın ve erkek çocukların mülhakattan Atina’ya sevk edildiği ve pek çok kimseleri habs ve ateş üzerinde baş aşağı asmak gibi mütenevvi işkencelerle darp ve i‘dâm etmek sûretiyle memleketin münevverân kısmını mahvetmiştir.

İkinci olarak; Devletin yardım ve destekleri sayesinde çok büyük fedakarlıklar sonucunda Uşak Darülhilafe Medresesi’nin bir bölümüyle birlikte 32 medreseyi içine alan bütün Uşak medrese ve mektepleri ile bir kısım ibadethaneler ve yüzlerce mesken sahibi dışarı atılmak suretiyle gerek ve ihtiyaç olmadan işgal ve bu ana kadar imha edilmekle İslam milleti gerçekte acınacak bir halde mağdur olmuş ve yazık ki yüzlerce senelik emekleri dağıtılarak heba olup gitmiştir.

Saniyen: Muavenet ve muzaheret-i devletleri sâyesinde pek büyük fedakârlıklar neticesi Dârül-hilâfe Uşak Medresesi'nin bir kısmından maada otuz iki medreseyi hâvî olan Uşâk medâris ve mekâtibinin kâffesi ile bir kısım ma’âbid ve yüzlerce mesâkin sahipleri dışarı atılmak sûretiyle bilâ-lüzûm ve bilâ-ihtiyâc işgâl ve bu âna kadar mahallesi imhâ edilmekle millet-i İslamiye hakikatte acınacak bir hâlde mağdûr ve esefâ ki yüzlerce senelik emekleri hebâen mensûr[a] olup gitmiştir.

Üçüncü olarak: Uşak, Eşme, Gediz, Kütahya ve bağlı (köylerde) tarım ve ticarete ait ne kadar araba, beygir, öküz, deve, merkep var ise hepsine bedelsizce sahiplerine el çektirilip tarımı bitirmek suretiyle nakliye araçlarına el koyulmaktadır.

Sâlisen: Uşak, Eşme, Gedus, Kütahya ve mülhakatında ziraat ve ticarete ait ne kadar araba, bârgîr, öküz, deve, merkep var ise tekmîline bilâ-bedel sahipleriyle vaz ‘-ı yed edip ziraat mahvetmek sûretiyle vesait-i nakliyesini temin etmektedir.

Dördüncü olarak: Memleketin koyun, keçi, inek sürüleriyle, ambarlar dolusu buğday, arpa, nohut, fasulye gibi yiyecekle alakalı tarlalarda bedelsizce sahiplerine el çektirilip hayvanları kesilerek (Yunan) ordusuna dağıtmaktadır.

Rabia’n: Memleketin koyun, keçi, inek sürüleriyle, anbarlar dolusu buğday, arpa, nohut, fasulye gibi me’kûlâta müteallik mevâdda bilâ-bedel vaz-ı yed ederek nesl-i hayvanı kesmek sûretiyle ordusunu infâk etmektedir.

Beşinci olarak: Köy halkını cepheye sevk edip siper kazdırmakta ve pek çok köylere bir müteahhit gibi haftada her biri yüz, iki yüz, üç yüz okka et tedarik edemedikleri takdirde bedellerini nakit olarak tahsil etmek zulmüyle amacına varmak isteyen Yunan Siyaseti ise İslam milletini harap etmek suretiyle derdine deva aramaktadır.

Hâmisen: Ahali-i kurayı cepheye sevk edip, istihkâm kazdırmakta ve pek çok karyelere bir müteahhit gibi beher hafta yüz, iki yüz, üç yüz okka et tedarik edemedikleri takdîrde, bedellerini nakit olarak tahsîl etmekle mezâlimin gâyesine varmak siyâset-i Yunaniye ise millet-i İslamiyeyi mahvetmek sûretiyle derdine devâ aramaktadır.

Altıncı olarak: Hayvani ihtiyaçlarının teminine vesile kabul ettikleri umumhanelerin(genelevlerin) birleştirilmesi mümkün iken sırf Müslüman ahaliyi rencide etmek için her İslam mahallesinin çeşitli muhitlerinde on, on beş umumhane(genelev) açmak suretiyle hayatta olanlara azap ediyorlar. Mezar duvarlarını yıkmak, Sabah mahallesinden Torlak oğlu Mehmet’in çocuğu ve daha birçoklarının kabirlerini açıp ölülerin boğazlarından kesip sıkmak suretiyle kellelerini alıp Rum ve Ermeni çocuklarına (Kozak?) oynattırmak gibi vahşetlerle İslam Milleti’ni rencide etmekte olduklarından Müslüman ahalinin bu vahşete sabır etmeye tahammülü ve idare gücü kalmamıştır.

Sâdisen: İhtiyâcât-ı hayvâniyyelerinin teminini vesîle ittihâz ettikleri umûmhânelerin tevhîdi mümkün iken sırf ahâlî-i Müslimeyi rencîde etmek içün her İslâm mahallesinin muhtelif mahallerinde on, on beş umûmhâne küşat etmek sûretiyle hayatta olanlara azap, mezâr duvârlarını yıkmak, Sabâh mahallesinden Torlak oğlu Mehmed mahdûmunun ve daha bir çoklarının kabirlerini açıp meyyitlerinden boğazlarından kesip, sıkmak sûretiyle kellelerini alıp Rum ve Ermeni çocuklarına kozak oynattırmak gibi vahşetlerle millet-i İslamiyeyi rencîde etmekte olduklarından ahâlî-i Müslime’nin bu vahşete sabr u karârı ve bundan fazlasına tahammül ve iktidârı kalmamıştır.

Yedinci Olarak: Köylerde silah araması vesilesi ile erkekleri bir camiye doldurup, kadınların ırz, mal ve canına sataşmak ve bir kısmının hanelerini yakmakla en yüksek vahşet ve zulüm icra etmektedir.

Sâbian: Kurrâda silâh taharrisi vesîlesi ile erkekleri bir câmiye doldurup, kadınların ırz, mâl ve cânına tasallut etmek ve bir kısımlarının hânelerini yakmakla en yüksek vahşet ve mezâlimi icra etmektedir.

Sekizinci olarak: Hükumet işlerinde hizmet görevinde bulunanları (memurları) mali gelirlerden el çektirerek teşkilat ve giderleri mükemmel olduğu halde makbuzsuz Uşak Sandığı’ndan on bin lirayı geçen meblağ aldılar. Bütçenin yalınlığı için bu meblağı Maliye Bakanlığı’na göndermeyip Anadolu’da zulüm yapan (Yunan) asker ailelerine verirken yüzde yirmi artırım emrinin işgal bölgesini kapsaması vahşet ve zulmün uzamasını arzu edercesine kurtuluş yolundan vazgeçme anlamı taşımaktadır. Bu kadar basit bir meseleyi fark ve ayırt edemeyerek İslam Milleti’nin bunu kabul etmesi demek felaketten felâkete sürüklenmeyi getirecektir. Maliye Bakanlığı vasıtasıyla Yunanlılar tarafından yayınlanan bu genelgenin işgal bölgesi halkını kapsamasından dolayı karşı çıkılması gerekmektedir. Batı Anadolu’nun bu keşmekeş hali uzadığı taktirde hayvan ve yiyeceğe ait bir parça kalmayacaktır. Merkez kazanın bütün servetine saldıracaklardır. Boşalttığı takdirde büyük önem taşıyan fabrika ve ticari müessese ve üretimi yok etmek ve hasar vermek yönünde ilerleyeceğine şüphe kalmamıştır. İslam Milleti’nin böyle bir yükü çekecek hali ve bu gibi zulüm ve yağmacılığa son verilmediği takdirde bir daha refah ve saadet görme ihtimali kalmamıştır. Tarafsız devletlerden bir heyetin Dışişleri Bakanlığı vasıtasıyla hızla gönderilmesinin talep edilmesi ve yardımcı devletlerin elinden geleni yapmasının buyrulması hususu hazretlerinize ait bir emirdir.

Sâminen: Bil-fiil hükûmette ifayı hidmet edenlerden maada vâridât-ı Maliye’ye vaz-ı yed ederek teşkîlât ve sarfiyâtı mükemmel olduğu hâlde bilâ-makbuz Uşâk Sandığı’ndan on bin lirayı mütecâviz meblağ alır, bütçenin tevâzünü için işbu meblağı Mâliye Nezareti’ne göndermeyip Anadolu’da icrayı mezâlim eden asker ailelerine verirken yüzde yirmi zamâ’imin kat‘ı emrinin memâlik-i meşgûleye teşmîli vahşet ve mezâlimin imtidâdını arzu edercesine şehrâh-ı selâmete suluktan udûl ve bu kadar basît bir meseleyi fark ve temyîz etmeyerek millet-i İslamiyeyi felaketten felâkete sürüklemek bunu kabûl etmek demek olacağından, Mâliye Nezâret-i Celile’si vâsıtasıyla Yunaniler tarafından neşredilen işbu ta‘mîmin memâlik-i meşgûleye adem-i şümûlü sûretiyle tekzîbine, Asya’yı Suğra’nın bu keşmekeş hâli imtidâd ettiği takdîrde hayvanat ve me’kûlâta ait bir habbe kalmadığından, merkez-i kazânın servet-i umûmiyyesine tecâvüz edeceği, tahliye ettiği takdirde oldukça haiz-i ehemmiyet olan fabrika ve müessesat-ı ticariye ve sınâiyyenin hedm ve tahribi cihetine gideceği vâreste-i iştibâh bulunduğundan, millet-i İslâmiyyenin böyle bir sıkleti çekecek hâli ve bu gibi mezâlim ve yağmagerliğe hâtime verilmediği takdîrde bir daha refâh ve sa‘âdet görmek ihtimâli kalmayacağından bî-taraf devletlerinden mürekkeb bir hey’etin Hâriciye Nezâret-i Celîlesi vâsıtasıyla sür‘at-i i‘zâmı husûsuna inâyet-i devletlerinin bî-dirîğ buyurulması bâbında emrü fermân hazret-i men-lehü'l-emrindir.

12 Mayıs sene 1338 /12 Mayıs 1921

Duacınız Uşşak Medresesi Müdürü Mehmed Salih

Seçim günü Uşak, Afyonkarahisar, Kütahya ve Manisa'da hava nasıl olacak? Seçim günü Uşak, Afyonkarahisar, Kütahya ve Manisa'da hava nasıl olacak?

http://www.devletarsivleri.gov.tr/.../osman.../030-yunan.pdf

Editör: TE Bilişim