Faruk Yıldırım ile hayatını birleştiren ve Nevşehir’in Basansarnıç köyünden Uşak’a gelen Fatma Yıldırım’ın Fazilet ve Kamile adıyla 2 kızı dünyaya geldi ve bir süre sonra da oğlu Ahmet’in de doğmasıyla, 3 çocuğu oldu. Oğlu 3 yaşına geldiğinde eşine destek olmak için çalışma hayatına başlamak isteyen Fatma Yıldırım, bu dönemde, bir tekstil firmasında çalışmaya başladı. Eşi Faruk Yıldırım’la birlikte işe giden ve burada dişinden tırnağından artırdığını bir kenara koyan Fatma Yıldırım, o dönemde kirada oturması ve hayat pahalılığı nedeniyle yaşadıkları zorlukları aşmak için kendi işini kurmak istedi.

Uşak'ta çatı uçabilir, ağaç devrilebilir! Şiddetli rüzgar uyarısı Uşak'ta çatı uçabilir, ağaç devrilebilir! Şiddetli rüzgar uyarısı

O dönemde, şu anda oturduğu evinin inşaat halinde olmasından dolayı kiralık evde konaklamak zorunda kalan Fatma Yıldırım, çalışarak biriktirdiği parasını kendi evinin yapımı için harcadı ve bir süre sonra, o dönemde 1 göz odası olan evine taşındı. Kira yükünden kurtulduktan sonra da eşiyle birlikte çalışmaya devam eden Fatma Yıldırım, o dönemde Uşak Üniversitesi Eğitim Fakültesi olarak kullanılan Fen Lisesi’ndeki yoğunluk nedeniyle burada katmer ve bükme yapıp satmak istedi. Bahçesine kuracağı bir çadırla katmer ve bükme yapmak isteyen Fatma Yıldırım’a işyeri ruhsatı engeli çıkarıldı ve bu nedenle ilk girişimi istediği gibi olmadı.

HAFTA SONLARI ANNESİNİN GÖNDERDİĞİ UNU EKMEK YAPIYORDU

Fabrikada çalışmaya devam eden ve hafta sonu tatillerinde de annesinin gönderdiği unla ekmek yapan Fatma Yıldırım, yine de kendi iş yerini açma düşüncesinden vazgeçmedi. O dönemde katmer ve bükme yapan başka bir işletmeci kadının kendisine bu işi yapamayacağını söylediğini anlatan Fatma Yıldırım, bu söyleme rağmen 2005’te işyeri ruhsatı aldığını ve zor da olsa kendi işini kurduğunu kaydetti.

Bu dönemde evde katmer ve bükme yaptığını ve eşinin de bunları seyyar olarak satmak istediğini belirten Fatma Yıldırım, “Kendimi işimi kurarken bir çok zorluk çektim. Evde yaptığım katmer ve bükmeleri eşim satmak için götürdü, fakat ilk gün hiç satamadı ve çok üzüldü. Ben de hala o günü hatırlar üzülürüm” dedi.

İLK ÖNCE HAZIR DÖNER SATTI, SONRA KENDİ YAPMAYA BAŞLADI

Bir dönem hiç iş yapamadıklarını ve buna rağmen kendi işlerinin ayakta kalması için Bölme’deki bir dokuma atölyesinde 4-12 arası çalıştığını belirten Fatma Yıldırım, bir süre sonra oturdukları evin orada Mende ekmeği satmaya başladıklarını ve zamanla 2 raf koyarak bakkaliye ürünlerini satarak küçük küçük gelir elde etmeye başladıklarını söyledi. O dönemlerde Yaşar Akar İlkokulu’nun kantininin olmadığını ve seyyar okul kantini görevi de gördüklerini dile getiren Fatma Yıldırım, “Katmer ve bükme yapmaya da devam ettim. Hatta çoluk çocuk hep beraber çalıştık. Çok yoruldum ve tekrar sadece kendimi bu işlere verdim. Fakat bir süre sonra yine başa döndüğümüzü gördüm ve piyasada çalışmayı tekrar düşünür oldum, fakat bu çok mantıklı gelmedi. O zamanlar hazır döner satıyordum ve içime sinmiyordu. Eşimizin ve dostumuzun desteğiyle döner yapmayı öğrenmeye başladım. Sonra gittiğim her dönercide bir şeyler kapmaya çalıştım. İlk başladığımda ne kimyon biliyordum, ne de karabiber. Döneri ilk şişe taktığımız gün çok sayıda müşteri geldi ve bu iş olacak dedik. Çünkü daha önce çok denedik ve sonuç istediğimiz gibi olmadı. Eşim daha önce kurduğumuz 2 raflık satış yerini bakkaliyeye dönüştürdü ve bir gün ona bakkalı komple kapatıp burayı dönerci yapmak istediğimi söyledim. Ben bu işe başladığımda sadece buranın damı vardı ve orada satış yapıyordum. Benim bu teklifimi kabul etti ve dükkanını kapattı ve sadece döner ve bunun yanında ciğer, kavurma, kıyma, katmer ve bükme yapmaya başladık” ifadesini kullandı.

HER GÜN TAZE TAZE TAVUK DÖNER YAPIYORUZ, BURADAKİ ÜRÜNLERİ ÇOCUKLARIM VE TORUNLARIM DA HER GÜN YİYOR

Burada her gün tavuk döneri taze olarak servis ettiklerini belirten Fatma Yıldırım, şöyle konuştu: “Buranın tadilatını oğlum, kızlarım ve damatlarımın desteğiyle yaptık. Ben döner salonumu açtığımdan beri sadece 1 gün tadilat nedeniyle kapattım. Ben dışarıda hiç yemek yemedim ve tavuk döneri de burada yapa yapa öğrendim. Fakat burada yaptığım döneri, sanki evimde çocuklarıma hazırlıyorum gibi pişirdim. Temizliği, tazeliği, içindeki malzemelerin seçimi ve sunuma kadar tüm aşamaları elimden geldiğince en güzel ve doğru bir şekilde yapmaya çalışıyorum. Kızlarım var ve onlar da bu şekilde hareket ediyorlar. Burada müşteriye sunduğumuz yiyecekleri, kendimiz de yiyoruz. Sadece biz değil torunlarım da yiyorlar”. Öte yandan Fatma Yıldırım ve eşi Faruk Yıldırım ile kızları Fazilet Kamer ve Kamile Çelik bu haberi yaptığımız gün bir hatıra fotoğrafı çektirdiler. ALİ ARASLI

Editör: TE Bilişim