“YOLSUZLUĞU MEŞRU GÖREN EMEK KARŞITLARINDAN CUMHURBAŞKANI OLMAZ”

Eğitim İş Uşak Şube Başkanı Ercan Uzun yaptığı açıklamada Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı adaylığını değerlendirdi. Uzun, “Erdoğan’ın hoşgörüsüzlüğü ve öfkeli, hatta kindar olan söylemi, eleştiriler karşısında takındığı kavgacı tavırları, toplumu bölücü ve ayrıştırıcı politikalar izlemesi, Cumhurbaşkanlığı makamına uygun olmadığını ortaya koymaktadır” eleştirisini getirdi.

“YÖNETİLEMEYEN BİR TÜRKİYE”

“Boğazına kadar yolsuzluk ve rüşvet bataklığına saplanan AKP bugün, devlet kurumlarının işlevlerinin ve görevlerinin sorgulanır hale gelmesi, halkın kurumlara olan güveninin zayıflaması ve kurumlar arası çatışma ile yönetilemeyen bir Türkiye tablosu yaratmıştır” diyen Ercan Uzun, “Siyasi iktidarın ve Tayyip Erdoğan’ın adının karıştığı olaylar üst boyuttadır. 17 Aralık operasyonu sonrası yolsuzluklar ve devletin içindeki tüm kirli ilişkiler teker teker ortaya dökülürken, Erdoğan, görülmemiş bir pişkinlikle yolsuzlukların üzerini örterek soruşturmanın kendisine ulaşmasını engellemiştir. Bu suçlardan arınmaksızın cumhurbaşkanlığına aday olmak, hukuken mümkün olsa da vicdanen kabul edilemez” dedi.

“TOPLUMSAL BÜTÜNLÜĞÜ PEKİŞTİREMEZ”

Cumhurbaşkanının bir görevinin  de “toplumsal bütünlüğü” ve “devletin bütünlüğü”nü pekiştirecek bir misyon yüklenmesi” olduğunu hatırlatan Uzun, “ Ancak Erdoğan’ın hoşgörüsüzlüğü ve öfkeli, hatta kindar olan söylemi, eleştiriler karşısında takındığı kavgacı tavırları, toplumu bölücü ve ayrıştırıcı politikalar izlemesi, Cumhurbaşkanlığı makamına uygun olmadığını ortaya koymaktadır. Erdoğan birleştiricilikten uzak olan bu hâliyle ve istediği yetkilerle donatılmış bir cumhurbaşkanı olması durumunda, Türkiye daha fazla bölünmüşlüğe ve istikrarsızlığa sürüklenecektir. Ülkemizin, öfkeli ve toplumsal gerginlikleri körükleyen bir cumhurbaşkanını kaldıramayacağı ortadadır. Öte yandan, Erdoğan; laik, demokratik Türkiye Cumhuriyetinin temel değerlerine, Atatürk ilke ve devrimlerine duyarlı olmadığı gibi 12 yıllık Başbakanlığı süresince uygulamalarıyla bu değerleri yok etmeye çalışmıştır” değerlendirmesinde bulundu.

“KAYNAKLAR PEŞKEŞ ÇEKİLMİŞTİR”

“Erdoğan’ın başında olduğu AKP iktidarı dönemi, emekçiler açısından da en büyük hak kayıplarının yaşandığı dönem olarak tarihe geçmiştir” tanımlaması yapan Uzun sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ülkenin en değerli ve stratejik kaynakları özelleştirmeler yoluyla uluslararası ve yerli sermayeye peşkeş çekilmiş; esnek ve güvencesiz çalışma, taşeronlaştırma uygulamaları hızla yaygınlaşıp, kriz gerekçesiyle kitlesel işten çıkarmalar sürerken, düşük ücret ve maaş artışlarının dayatıldığı, emeğe yönelik saldırıların çok yönlü olarak hayata geçirildiği bir süreç yaşanmıştır. Milyonlarca emekçi, taşeronların elinde açlık sınırının çok çok altında asgari ücrete mahkum edilmiş; örgütsüz, güvencesiz, korumasız ve güvenliksiz bırakılan işyerlerinde yaşanan iş cinayetlerinde büyük artış yaşanmıştır. Sendikalar işlevsizleştirilmiş, yandaş sendikalar oluşturulmuştur. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın 2013 verilerine göre, 11 milyon 628 bin 806 işçiden, 1 milyon 32 bin 116’sının sendikalı olması siyasi iktidarın emek düşmanı politikalarının sonucudur.

Demokrasiyi sadece “seçim Sandığı”ndan ibaret sayan, demokrasiyi sadece “milletin Oyu”na, indirgeyen, demokrasilerin temel direği olan kuvvetler ayrılığını görmezden gelen, ülke yönetimini silah dolu TIR’ların sevkiyatı, ekonomiyi ihale dağıtımı sananlar mutlaka hesap vermelidir.

Gelen gideni aratır endişesine rağmen Uşak Üniversitesi'nde şafak sayılıyor Gelen gideni aratır endişesine rağmen Uşak Üniversitesi'nde şafak sayılıyor

Eğitim-İş olarak Erdoğan'a önce hesap vermesi gerektiğini hatırlatıyor, halkımızı suçluların yakasına yapışmaya çağırıyoruz. Bugün ülkemizin, cumhuriyetten, laiklikten, Atatürk Devrimlerinden, emekten, demokrasiden yana; hukuk devleti ilkelerine bağlı, ülkemizin bütünlüğünü ve çıkarlarını kararlılıkla savunacak bir Cumhurbaşkanına ihtiyacı vardır.”

 

Editör: TE Bilişim