Türk ocakları,Uşak Şubesi tarafından organize edilen, Uşak Barosu, Kamu-Sen, Eğitim iş  ve TÜRKAV’ın ortaklaşa hazırladığı, “Ermeni Yalanlarına İnanma” Paneli , AKM’ de gerçekleştirildi.

Atatürk Kültür Merkezi 2 no’lu salonda düzenlenen, “Ermeni yalanlarına İnanma” paneline; Uşak Baro Başkanı Baki Kantar, Türk Ocakları Uşak Şube Başkanı Kemal Tunç, Eğitim İş Uşak Şube Başkanı Ercan Uzun ve yaklaşık 60 kişi dinleyci olarak katıldı.

Panel, Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı’nın toplu olarak okunmasının ardından Uşak Bara Başkanı Baki Kantar’ın konuşmasıyla açıldı.  Kantar konuşmasında, “Anadolu topraklarında, dokuz asır boyunca hakimiyeti altındaki farklı etnik ve dini gruplarla bir barış ve huzur ortamı tesis etmiş olan Selçuklu, beylikler ve Osmanlı tecrübelerinin mimarı Türk milletidir. 19. yüz yıl başlarından itibaren önceBalkanlarda ve gayrimüslim topluluklarda başlayan ayrılıkçı hareketler, sonra Müslüman unsurlara ve Asya topraklarına da intikal etmiştir. Bu bağlamda, 19. yüzyılın son çeyreğinde Ermeni örgütlenmeleri, Türk Milletinin varlığına kasteden emperyalist güçlerle iş birliği içinde hareket etmişlerdir" şeklinde konuştu.

Tarhana ve Murat Dağı, Uşak'ın mı yoksa Gediz'in mi? Tarhana ve Murat Dağı, Uşak'ın mı yoksa Gediz'in mi?

  “ERMENİLER ALTIN ÇAĞINI YAŞAMIŞTI”

Dokuz Eylül Üniversitesi Öğretim Görevlisi Doç.Dr.Türkmen Töreli’nin moderatörlüğünü üstlendiği panelin ilk konuşmacısı Doç.Dr.Murat Öntuğ, “Osmanlı'da Ermeni Tebası (Millet-i Sadıka) konusunu işledi Öntuğ, “"Tarih boyunca Romalılar, Persler ve Bizanslılar tarafından Anadolu’nun bir yerinden diğerine sürülen, savaşlara itilen ve çoğu kez üçüncü sınıf vatandaş muamelesi gören Ermeniler, Türklerin Anadolu’ya girişlerinden sonra Türklüğün adil, insani, hoşgörülü, birleştirici anlayış ve inancından yararlanmışlardır. Bu ilişkilerin gelişme ve doruğa ulaşma çağı olan 19. Yüzyıl sonlarına kadar süren devir, “Ermenilerin altın çağı” olmuştur. Osmanlı devletinin çalışan, liyakatli, dürüst ve becerili her vatandaşına sağladığı imkanlardan gayr-i müslimler içinde en çok faydalananlar Ermeniler olmuştur. Askerlikten, kısmen de vergiden muaf tutulurken, ticarette, zanaatta, çiftçilikte ve idari işlerde yükselme fırsatını elde etmişler ve devlete bağlı, milletle kaynaşmış ve anlaşmış olduklarından dolayı "millet-i sadıka” olarak kabul edilmişlerdir. Bu çerçevede;  Türkçe konuşan, ayinlerini bile Türkçe yapan bu topluluktan devlet kademelerinde önemli görevlere yükselenler, hatta Bayındırlık, Bahriye, Hariciye, Maliye, Hazine, Posta-Telgraf, Darphane Bakanlıkları, Müsteşarlıkları yapanlar olmuştur. Hatta Osmanlı devletinin meseleleri üzerinde Türkçe ve yabancı dillerde eserler de yazmışlardır” bilgisini verdi.

“GAYELERİ; ERMENİ DEVLETİ KURMAKTI”

Uşak Üniversitesi Öğretim Görevlisi Doç.Dr.Sadiye Tutsak ise “Ermeni Ayaklanmalarının ve İsyanlarının Sebepleri” konusunda şu bilgileri verdi:   Komitelerin yanı sıra, İngiltere, Fransa, Rusya ve Balkanlarda birçok cemiyet daha kurulmuş ve bunların yegane gayeleri Doğu Anadolu'da bir Ermenistan devleti kurmak olmuştur. Hareket sahaları ise başşehir Istanbul ve Anadolu olmuştur. Bu gayeye ulaşmak için yine hepsinin uyguladıkları politika da, dini duyguları istismar etmek ve her türlü vasıtaya başvurmak suretiyle her kesim Ermeniler arasında milliyetçilik hislerini yaymak, Ermenileri silahlandırmak, Osmanlı Devleti'nin her yerinde isyanlar, ihtilaller çıkarmak, çeteler vasıtasıyla gerilla harbi başlatmak ve batılı devletlerin müdahalesini sağlayarak amaca ulaşmaktır.”

Yrd.Doç.Dr.Bahadır Bumin Özarslan ise, “Soykırım Yalanının Hukuki ve Siyasi Boyutu” başlıklı çalışmasını örneklerle dinleyicilere sundu.

Panele katılan akademisyenlerin konukların sorularını cevaplamsıyla program sona erdi.

Editör: TE Bilişim