Sağlık Kurumlarına ve Sağlık Emekçilerine Yönelik Saldırılar Durdurulsun!

Ülkemizin güneydoğusunda günlerdir süren çatışmaların içinde öğretmenlerin bölgeden ayrılması, ardı arkası kesilmeyen sokağa çıkma yasakları sonrası şimdi de ülkenin dört bir yanından sağlık emekçilerinin görevlendirilmesi ve hastanelerden çıkamadan ateş altında çalışmak zorunda kalmaları sağlık çalışanlarını isyan ettirdi.

Sağlık ve Sosyal Emekçileri Sendikası (SES) Uşak İl Temsilcisi Fikri Mıdık, Türk Tabipleri Birliği, Türk Diş Hekimleri Birliği, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası, Devrimci Sağlık İş Sendikası, Türk Hemşireler Derneği, Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği, Tüm Radyoloji Teknisyenleri ve Teknikerleri Derneği ile Türk Psikologlar Derneği tarafından Güneydoğu Bölgesinde yaşanan teröre karşı ve sağlık çalışanlarına uygulanan şiddeti kınayan ortak basın açıklamasını okudu. Mıdık açıklamasında şunları kaydetti:

“HASTANE VE AMBULANSLARA KURŞUN SIKILMAKTADIR”

“Sağlık çalışanları olarak defalarca yapmış olduğumuz çağrılarda sağlık için toplumsal barışın şart olduğunu belirttik. Ülkemizin içine düştüğü durum yüreklerimizi dağlıyor. Savaşın, çatışmanın en acı yüzünü bilen biz sağlıkçılar gençlerin, çocukların ölü, parçalanmış bedenlerini görmekten çok yorulduk.

Ülkemizin güneydoğusunda günlerdir süren çatışmaların içinde öğretmenlerin bölgeden ayrılması, ardı arkası kesilmeyen sokağa çıkma yasakları sonrası şimdi de ülkenin dört bir yanından sağlık emekçilerinin görevlendirilmesi ve hastanelerden çıkamadan ateş altında çalışmak zorunda kalmaları ülkenin adı konmamış bir savaşa sürüklendiğini gösteriyor. Sağlık çalışanları onar günlük sürelerle zorunlu görevlendirilmelere tabi tutulmuştur. Sağlık Bakanlığı itiraf etmektedir; sağlık çalışanlarının hastaneye gelip gidişlerinde dahi can güvenliği sağlanamamaktadır. Bu gerekçe gösterilerek sağlık çalışanları hiç ara vermeden 10 gün hastaneden çıkmadan çalışmak zorunda bırakılmaktadır. Hastaneler çatışma bölgelerinde özel harekât polisleri tarafından birer karargâh gibi kullanılmaktadır. Hastanelerden dışarıya ateş açılmakta, dışarıdan da hastanelere ateş edilmekte, roketli saldırılar olmaktadır.

Sağlık kurumları sağlık kurumu olmaktan çıkmıştır. Türkiye’nin de taraf olduğu pek çok uluslararası belge her türlü savaş ve çatışma koşullarında hastanelerin korunmasını emrederken bugün hastaneler bırakın korunmayı birer çatışma mekanı haline dönüşmüştür. Hastanelerin kapısında ambulans yerine TOMA’lar, akrepler beklemekte, hastanelere, ambulanslara kurşun sıkılmaktadır.

İşte sağlık çalışanları bu koşullarda, hastanenin içinde mermi vızıltıları altında ara vermeden çalışmaktadırlar.

Durum dayanılır olmaktan çıkmıştır. Yurttaşlar sağlık hizmetine erişememekte, bebeklerin aşıları yapılamamakta, kadınlar evlerde doğum yapmaktadır. Eczaneler açılamamaktadır. Sağlık çalışanları can güvenliği olmayan koşullarda yurttaşların sağlığı için çabalamaktadırlar.

Özellikle Cizre'de Devlet Hastanesi'nde durum korkunç. Hastaneye özel harekat ekipleri konuşlanmış durumda, buradan dışarıdaki hedeflere ateş açılıyor ve dışarıdan da hastaneye ateş ediliyor! Son iki günde hastaneye 9 roket isabet etti. En son dün akşam fırlatılan roket doktor odasının içinde patladı, şans eseri ölen ya da yaralanan olmadı. Hekimler bodrumdaki sığınaktalar. Burada görev yapan sağlık çalışanları vakit geçirilmeden güvenli bir yere aktarılmalıdır.

“SİLAHLAR DEĞİL İNSANLAR KONUŞSUN”

Sağlık Bakanlığı hastanelerin birer karargâh haline gelmesine, sağlık kurumlarının ve çalışanlarının hedef haline gelmesine seyirci kalmakta, sağlık hizmetleri ile bağdaşmayan tüm bunlar yaşanırken aklına sadece bölgeye zorla görevlendirme yapmak gelmektedir.

Sağlık Bakanlığı hastanelerin birer karagâh haline gelmesini, sağlık kurumlarının ve çalışanlarının hedef haline gelmesini önlemelidir. Tüm bunlar yaşanırken sağlık personelini korumak yerine zorla görevlendirmeler yapmamalıdır.

Soruyoruz: Yarattığınız bu çatışma ortamında sağlık hizmeti alamadığı için ölen yurttaşlar, aşısız çocuklar için bir önlem alınmakta mıdır? Sizin umrunuzda mı? Bölgeden yaşanan göçlerle ilçelerin, kentlerin insansızlaşması, kentlerimizin Gazze’yi, Halep’i andıran görünüme bürünmesi nasıl bir geleceğe işaret etmektedir? Görevlendirdiğiniz sağlık çalışanlarının ateş altında bırakılmaları, ölüm tehlikesi altında çalışmalarının gerekçesi nedir? Sizi ilgilendirmiyor mu? Onlar yaralanır, hayatını kaybederse sorumluğunuzun altından nasıl kalkacaksınız?

Bir kez daha sesleniyoruz.

Çatışmalar son bulsun, silahlar değil insanlar konuşsun.

Yeni Dr. Abdullah Biroğul, yeni Hemşire Eyüp Ergen yeni ambulans şoförü Şeyhmuz Dursun vakaları istemiyoruz.

Sağlık kurumları askeri amaçlarla kullanılmasın, çatışma mekanı olmaktan çıkarılsın.

Sağlık kurumları ve sağlık çalışanlarına yönelik tüm saldırılar dursun.

Yurttaşların sağlık hizmeti almasına engel olan tüm uygulamalar kaldırılsın.”

Düz Bir Karın İçin Karın Germe Ameliyatı Düz Bir Karın İçin Karın Germe Ameliyatı

 

 

Editör: TE Bilişim