Özkan Yalım’ın oy birliğiyle zam yaptık dediği karara AK Partili Sabancı tepkili Özkan Yalım’ın oy birliğiyle zam yaptık dediği karara AK Partili Sabancı tepkili
Dün, AK Parti’den koparak yeni parti kurmak için kendine bir yol çizen Ali Babacan’la ilgili karınca kaderince bir yazı yazdım ve bugün de ileriki günlerde, muhtemelen istifa edecek olan Ahmet Davutoğlu’na değinmek istiyorum.
Ahmet Davutoğlu, Türkiye’de milletvekili olmadan (parlamenter sistemin olduğu dönemi kast ediyorum) bakanlık yapan ender isimlerden.
Hemen akabinde, AK Parti’nin başına geçen ve bir süre Başbakanlık yaptıktan sonra 7 Haziran seçimlerindeki yenilgiyi, 1 Kasım’da, bugüne kadar alınan en yüksek oya çeviren genel başkan olma vasfını taşıyor.
Davutoğlu, buna karşın 22 Mayıs 2016’da görevi bırakıyor ve sonrasında uzunca bir süre sessizliğe bürünüyor. Tabii onun sonunu hazırlamak için Pelikan Dosyası açılıyor ve bunu ilk olarak odatv yayınlıyor.
Davutoğlu, o dönemde bu dosyayı açanlara sitemini ve öfkesini belli ediyor ve sonrasında yapılan kongreyle sessiz sedasız ayrılıyor.
İstanbul seçimlerinin yenilenmesiyle ilgili karara gösterdiği, “31 Mart seçimleri sonrasında yaşananlar ve YSK’nın iptal kararı bu temel değerlerimizin zedelenmesine yol açmıştır" tepkisi, Davutoğlu’nun yeni yol haritasını çiziyor.
Yakın bir zamanda, Davutoğlu’ndan da tıpkı Ali Babacan gibi ‘İnandığı değerlerin sarsıldığını ve Türkiye’nin yeni bir anlayışa ihtiyaç duyduğunu’ ifade eden bir istifa mektubu gelecek.
Hatta dün, Barış Manço’nun Kul Ahmet şarkısına yer verilen video da sosyal medyadan paylaşılmış ve burada bazı isimlere duyulan tepkiler, biraz mizahi bir şekilde ifade edilmiş.
Video, AK Parti’nin içinde ve dışında olduğu halde (sözüm ona partinin sözcülüğüne soyunan) bazı isimleri hedef almış. Ve bunu yaparken de parti içindeki kemik kadronun en fazla tepki gösterdiği ve tabanın sevmediği isimlere yer vermiş.
Hatta, karşı taraf hemen cevap verme ve kendisini küçümseme yoluna da şimdiden gitmiş.
Dünkü yazımda şunu net  bir şekilde ifade etmiştim: “AK Parti’nin içinde ve dışında (sözüm ona gazeteciler ve düşünürler topluluğu) sevilmeyen, itici ve sırf Cumhurbaşkanına şirin gözükmek için ağzına geleni söyleyenlerin verdiği beyanatlar, yaptıkları youtube videoları ve paylaşımlar, Ali Babacan’a birkaç puan daha kazandırabilir.” Aynı durum Davutoğlu için de geçerlidir. Yani ekibi, Davutoğlu’nu siyaseten parlatmak için şimşekleri üzerine çekmeyi ve bunu da sevimsizler üzerinden yapmayı düşünmüş olabilir. Evet bu siyasette kullanılan bir taktiktir, başarılı ve başarısız örnekleri de mevcuttur.
Gelelim Davutoğlu hareketinin başarılı olup olmayacağına…
Davutoğlu’nun Ali Babacan ve Abdullah Gül’den daha girişken olduğunu söyleyebilirim. Davutoğlu bu yönüyle, Babacan-Gül konsorsiyumundan birkaç adım önde olabilir.
Fakat AK Parti’nin içinden 2 farklı parti doğduğu için kitle kaybına maruz kalır.
Davutoğlu veya Babacan hareketinin başarılı olup olmamasındaki en temel etken yine ekonomik koşullar olacaktır.
Piyasalarda yaşanan ve yaşanabilecek sıkıntılar, belki bu hareketlerden birini, umulmayan yerlere de götürebilir.
Ahmet Davutoğlu veya Ali Babacan hareketi en nihayetinde yine en büyük zararı AK Parti’ye vereceklerdir.
En kötü ihtimalle;
Yüzde 3 veya 4 gibi bir oy dahi alsalar;
Belki küme düşerler ama AK Parti'yi de şampiyon yapmazlar...  
SEVGİYLE KALIN…
ALİ ARASLI // 11 Temmuz 2019
Editör: TE Bilişim