Uşak'ta toza dikkat! Dışarıda koşu ve spor yapmak isteyenler bir kaç gün beklesin! Uşak'ta toza dikkat! Dışarıda koşu ve spor yapmak isteyenler bir kaç gün beklesin!

Uşak'ta yağmur duası ayrı bir yer tutuyor. Uşak Su Kültürü kitabı yazarı Mehmet Keyvanoğlu, kulağa küpe olacak bir anı kaleme aldı.

Keyvanoğlu, 1920'deki bir hadiseyi yazdı ve Yunanlı'nın dahi dua karşısında ders aldığını ortaya koydu.

Keyvanoğlu'nun anısında, duası kabul olan Ulubey halkının bedduasından korkan komutan işleniyor.
Yazıda, çocukların aharda ıslatılması ve diğer çocukların su fırlatması dikkat çekti.
İşte yazının tamamı:
ULUBEY'DE BİR YAĞMUR DUASI HİKAYESİ
1920 yılı yaz ayları Uşak ve çevresinde olduğu gibi Ulubey'de de çok sıcak ve kurak geçmiştir. Ağustos ayı sonunda Yunan işgal kuvvetleri Ulubey'i işgal etmiş ve karakollarını kurmuşlardır.
Ekim zamanı gelmiş, yağmur yok, toprak derin derin çatlamış taşa dönmüş, kurt, kuş çekilmiş, yağmur duasına çıkmak şart olmuştur.
Yağmur duası her zaman Eski çeşme çayırlığında yapılırmış.(1)Ancak Yunan komutandan izin almak gerekiyor.
Ulubeyliler, bir heyet seçip Yunan karakoluna gönderiyorlar.
ulubey1
Diyorlar ki komutana,-yağmur yağmayınca biz toplu olarak duaya çıkarız.
Komutan-Nasıl oluyor, ne yapıyorsunuz? diye soruyor.
Ulubeyliler-Eski çeşme ve çayırlığina çoluk-çocuk, kadin-erkek topluca gideriz. Koyunlari kuzularindan ayırıp meleştiririz. Orada kurban keseriz, yemekler pişer, namaz kılarız, dua ederiz.
Yemeğimizi yeriz, çeşmenin etrafında tekbirler getirerek döner, her ailenin ilk çocuğunu çeşmenin aharına batırırız. Diğerlerini de çeşmede ıslatırız, dağılırız diyorlar.
Komutan:
-O zaman yağmur yağar mı? demiş.
Ulubeyliler
-Eh, Allah'ın izniyle yağar, demişler.
Komutan:
-Para isteyince de para mı yağıyor, gökten, demiş. Alay ederek.
Ulubeyliler
-Para gökten yağan bir şey olsa o da yağar, demişler.
Nihayet, kararlaştırdıkları gün gelmiş. Ulubeyliler akın akın eski çeşmeye yönelmişler. Onlardan önce çobanlar sürülerini getirmişler, kuzuları analarından ayırmışlar, karşılıklı meleşmeler, ortalık sesten inliyor.
ULUBEY2
Yunan komutan, hem meraktan, hem de güvenlik açısından askerleri ile orada...
Ulubeyliler'in etrafını sarmışlar olayları izliyorlar.
Bu arada kurbanlar kesilmiş, kazanlara yerleşmiş. Cemaat önce topluca namaz kılıyor ve dualar okunuyor, yemekler yeniyor, çeşmenin etrafı tekbirle dönülüyor.
Çocuklar ahara batırılmış, diğer çocuklar ellerle serpilen sularla ıslatılmış. Dualar yakarışlar semaya, yüce Yaradan'a iletilmiştir.
Ulubeyliler, komutana duanın bittiğini ve dağılacaklarını söylüyorlar.
Komutan, bir gelenlere bakıyor,bir gökyüzüne bakıyor, havada bulut yok. Alaycı bir şekilde gülümsüyor başıyla dağılabilirsiniz, diye onay veriyor. Havada bulut yok, yok ama Hasköy üzerinde bir siyah bulut beliriyor. Hafiften bir rüzgar başlıyor. 5 dakika, 10 dakika, dakikalar geçtikçe bulut büyüyor. Dua yerinden ayrılanlar 1 kilometre yol yürüyecekler, evlerine, iş yerlerine varacaklar. İlk dağilanlar henüz evlerine girmeden bir yağmur başlıyor.
Evlerine veya komşu evlere girebilen giriyor, giremeyen sırılsıklam oluyor.
ULUBEY3
Yunan komutan, hemen askerlerini topluyor ve şöyle sesleniyor:
-Hiç biriniz, bunlardan birine bile eziyet etmesin, rahatsız etmesin.
Bir dua ettiler ortalığı sel götürüyor, bize bir beddua ederlerse bizi de yel götürür.
0 günden sonra Yunan askeri hiçbir Ulubeyli'ye ilişmemiş. (2)
Anlatan: Ziya Coşkun
Yazan: Mehmet Keyvanoğlu
09.10.2018
NOT:1 -Eski çeşme,Uşak'tan Ulubeye girişte,Eşme-Karahallı yol kavşağında,yolun solundadır.Çesme ve çayırlık yıkılmış buraya spor tesisi yapılmıştır.
Not:2 -Bu olayı yaşayan kalmadı ama Ulubey çarşısında hala anlatilıŕ.
Editör: Ali ARASLI