ARAŞTIRMA: ÖMER AŞÇI

“Okkaoğlu” sülalesi halıcılık ve ticaret faaliyetleriyle uğraşan geçmişini 18 yüzyıldan beri takip edebildiğimiz Uşak Eşrafından oldukça köklü ve varlıklı bir ailedir. Ailenin bilinen en eski atası 1834-1899 yılları arasında yaşamış olan ulema sınıfından Halı Tüccarı Kıyyezade Hacı Osman Efendi’dir.

Osmanlı döneminin ölçü birimlerinden biri olan “Kıyye” nin eş anlamlısı “Okka” kelimesidir. 1 okka (kıyye) = 400 dirhem = 1282,945 gr (1280 gr) ‘a eşittir. Ailenin lakabı resmi kayıtlarda “Kıyyezade”olarak geçsede halk arasında “Okkaoğlu” yada “Okkalar”olarak bilinirdi.

Okkaoğlu Hacı Osman Efendi Konağı

Ailenin bilinen en eski atası  Uşak Kurşunlu Cami bahçesinde bulunan Deruni Ali Efendi Medresesi Müderrisi Kıyyezade Hacı Osman Efendi(d.1834-ö.1917)’dir. Bu camide aynı zamanda oğlu Okkaoğlu Hacı Mustafa ve Ahmet Efendi’nin imamlık ve katiplik yaptıkları belirtiliyor.

Okkaoğlu Hacı Osman Efendi Konağı önünde 10 Mayıs 1930 yılında Cemal Okkaoğlu tarafından çekilmiş hatıra fotoğrafı

Okkaoğlu Hacı Osman Efendi’nin hanesi Uşak’ın Sabah Mahallesinde İstasyon Caddesi üzerinde görkemli büyükçe bir konaktı. Günümüzde bu konağın olduğu yerde ;İsmetpaşa Caddesi üzeride ki Şekerbank ve yanında ki Puma spor mağazası bulunmaktadır. Bu konağın yapısı üç katlı olup alt katında bodrum ,samanlık,hayvan damı,ikinci ve üçüncü kattında ise dörder odası ve bir sofası vardı.

Aile isminin Okkaoğlu olması hakkında aile fertlerinden Celal Okkan Bey’in anlatımı şöyledir;

Çocukluğum Uşak’ta Sabah mahallesinde kocaman bir evde geçti. Okkaların Hacı Osman Ağa’nın evi; Odaların birinde Hacı Osman Ağa diye bilinen Okka Dedemiz oturuyordu. Okka Dede dememizin nedeni şuydu; Hacı Osman Ağa bakkaliye işleri yaparken okkayı başkaları gibi noksan değil, 400 dirhem yani tam bir okka kulanırmış, onun için lakabı “Okka” kalmış. Bu arada şunuda açıklayayım; Ailemizin lakabı “Okkaoğlu”dur. Uşak’ta ki diğer aile fertleri halen soyadı olarak bunu kullanırlar. 1935 yılında Soyadı Kanunu çıktığında eski lakaplar kullanılmayacak denilmişti. Bunun üzerine Okka ‘nın sonuna bir (N) ilave ederek “Okkan” soydını tescil ettirdim. Bu suretle bizim aile grubunun soyadı “Okkan” olarak kaldı.

Anılar-Maliyeci,Avukat Celal Okkan-İstanbul,Köln 2002
31-Mayis-1928-1.-Zihni-Acar2.-Yusuf-Aysal3.-Celal-Okkaoglu
31-Mayis-1928-1-Zihni-Acar 2.-Yusuf-Aysal 3.-Celal-Okkan
Okkaoğlu Hacı Osman Efendi Oğulları

Okkaoğlu Hacı Osman Efendi’nin konağında kendi ve 4 oğlu yaşamaktadır;

  • Okkaoğlu İsmail Bey; Çanakkale Savaşında şehit düşmüş olup eşi Emine ve tek çocuğu Ahmet, Okkaoğlu konağında hayatlarına devam etmektedirler.
  • Okkaoğlu Nuri Bey; Çanakkale Savaşı gazisi olup kardeşleriyle birlikte halıcılık ve ticaret yapmaktadır.
  • Okkaoğlu Mustafa Bey; iki kardeşi savaşa gittiği için Uşak’ta kalmış savaş sonrası baba mesleği olan halıcılığa ve ticarete devam etmiştir.Uşak’ta “Marangoz mehmet Usta” olarak bilinen zatın kızı Hatice ile evlidir. Celal,Azime ,Sadık ve Fatma isminde çocukları vardır. Hatice Hanım’ın Yunan ordusu tarafından şehit edilmesi sonrası Uşak’ın tanınmış ailelerinden Hacı Yahya(Topuzoğlu) Efendi’nin kızı Şefika Hanımla evlenmiştir. Bu evlilikten ise Osman ve Halime Muzaffer isminde iki çocukları daha oldu.
  • Okkaoğlu Ali Bey; en küçük olduğu ve savaş zamanı yaşı tutmadığı için babasına işlerinde yardım etti. Okkaoğlu Hacı Osman Efendi’nin vefatı sonrası İstasyon caddesinde ki konak Ali Bey’e bırakıldı. Çocuklarından Selahattin Okkaoğlu haricinde bildiğimiz yoktur.
Okkaoğlu Mustafa ve Ali oğlu Osman ile Selahattin'in 23 Ağustos 1934 tarihli sünnet hatırası
Okkaoğlu Mustafa oğlu Osman ve Ali oğlu Selahattin’in 23 Ağustos 1934 tarihli sünnet hatırası
Okkaoğlu/Kıyyezade Ailesi Hakkında Osmanlı Arşiv Belgeleri

Okkaoğlu yada Kıyyezade ismiyle anılan bu aile hakkında akademik tarih ve Osmanlı Arşiv evrakından bulabildiğim bilgiler şunlardır:

Güveçte 4 saat pişen kızarmış tavuk.... Güveçte 4 saat pişen kızarmış tavuk....

Ailenin bilinen en eski atası  Uşak Kurşunlu Cami bahçesinde bulunan Deruni Ali Efendi Medresesi Müderrisi Kıyyezade Hacı Osman Efendi(d.1834-ö.1917)’dir. Bu camide aynı zamanda oğlu Okkaoğlu Hacı Mustafa ve Ahmet Efendi’nin imamlık ve katiplik yaptıkları belirtiliyor.

Bu medresede Alihocalar sülalesinin dip dedesi olan Hacı Ali Efendi(d.1829-ö.1894) ile aynı mahallenin köklü alesinden Okkaoğlu Hacı Mustafa Efendi de ders okutmuşlardır. Son müderris Okkaoğlu Hacı Mustafa Efendi’den sonra bu medrese mahalle mektebi vazifesini görmüştür.

(Haşim Tümer,Uşak Tarihi, Uşak Halk Eğitimine Yardım Derneği Kültür Yayınları, İstanbul, 1971.sayfa 75

Okkaoğlu Hacı Osman Efendi’nin oğulları arasında Ahmet isminde bir oğlu yoktur. Ahmet zannımca oğullarından Ali Bey’in ikinci ismidir.

Uşak’ta 1898 yılında ki ticari hayat

Okkaoğlu ailesinin Uşak’ta 1898 yılında ki ticari hayatı konusunda bir kayıt düşülmüş:

19.yüzyıl sonlarında, Uşak Kazası köylüsünün sosyo-ekonomik durumu son derece kötü idi.1879 yılında yaşanan çekirge afeti, 1887 yılında yaşanan kuraklık,1894 yılında yaşanan büyük yangının 1898 yılında yaşanan küçük ölçekli kuraklıklar 1887 tarihinde yaşanan deprem ve 1893 yılında Karahallı ve çevresinde etkili olan dolu felaketi köylüyü yemeklik ve tohumluk zahireden mahrum bıraktı.Eşraf, köylülere, yüzde 80’lere varan oranlarda yıllık faiz oranları uyguladı. Köylünün şikayetleri üzerine faiz haksızlıkları, merkez ve taşra bürokrasisinin gündemine geldi. Tüccarın, köylüye yaptığı bir diğer haksızlık, mahsulü piyasa değerinin altında bir fiyatla ve zorla satın alması idi. Köylüler, doğal afetlerin etkisiyle eşrafa olan borçları ve devlete ödedikleri vergileri sebebiyle, te’min- i ma’işetlerinde büyük sıkıntılar çektiler. Köylü, devlete vergilerini ödeyemedi, eşrafa olan borçlarından kurtulamadı. Neticede de eşrafın, son derece farklı zulm ve haksızlıklarına maruz kaldı. Uşak Kazası’nda gelişen ticaret sayesinde Tiridzadeler,Helvacızadeler, Kıyyezadeler(Okkaoğlu), Bacakzadeler, Gedikzadeler, Yılancızadeler ve Acemzadeler, mütemevvilan(varlıklı zengin) sıfatını kazanarak zenginleştiler.

Editör: TE Bilişim