Uşaksporlu olmak...


Uşaksporlu olmak ondan ayrı kalsan da onu yaşamaktır...

Uşaksporlu olmak geceleri yatağında kız arkadaşını değil sonraki maçı düşünmektir...

Uşaksporlu olmak kimsenin çatısı altında değil kendi yüreğinle mücadele vermektir...

Uşaksporlu olmak karşılıksız sevmektir...

Uşaksporlu olmak fener maçına girmek için 15 dk da 20 arkadaştan borç alıp 40 milyon toplamak demektir...

Uşaksporlu olmak Ankara’da takımını desteklemek için 5 saat stadı aramak demektir...

Uşaksporlu olmak memlekete gidince eve girmeden stada gitmek demektir...

Uşaksporlu olmak karşındaki 30 kişilik kaf kaflı karşısında uşakspor kaşkolü açmaktır...

Uşaksporlu olmak buraya yaza yaza bitmeyecek gururlar yaşamaktır....
 

UŞAKSPOR'lu olmak AMİGO ÇAMUR'un BİR BABA HİNDİ dediği zaman, eyvallah diyebilmektir, keşke sizlerde görebilseydiniz. UŞAKSPOR’lu olmak demek; RADYOCU MEHMET, ÜNVER, GÖKÇEN, AYI CEMAL, ANADOL MUSTAFA, ASİL, DELİ ALİ İHSAN, ABDURRAHİM, ORAL, DİMİTRİ, BİLGİN, FEHMİ, HATAY, NECİP, BOSKOVİÇ, RASİM, ADİL ve diğerlerini hatırlayınca içinin titremesi gibi demek

 

Uşaksporlu olmak kültürdür şereftir...

 

Ve şereften taviz verilmez

erhan hindi

Uşak Aşigolar

Futbol maceraları, 1967 yılında doğrudan 2. Lig'de başladı. Kırmızı-siyah aşkın ilk sembol ismi olan rahmetli Hakkı Yağcı'yı anarak başlıyorum yazımıza. Uşakspor denince benim aklıma esin kaynakları Eskişehirspor ile hafızalara kazınmış kalecileri gelir. Rasim Kara, Adil, Faik, Cevdet, İrfan bir çırpıda saydıklarım. Uşakspor, futbolumuz için önemli bir kulüp. Sevincini yazmak, başarısını taçlandırmak, el verenleri sayfama taşımak isterdim. Tarihinin en karanlık dönemini yaşayan kulübümüzün kalan son ışığı Aşigolar, bu haftaki taraftar köşemizin konukları.
Yazıya başlarken biraz sloganlaştırıp, her şeye rağmen "Kaybolmayan takım(!) istiyorum" mu demeliyim, Liverpool taraftarının lirik şarkısındaki gibi "Hiçbir zaman yalnız yürümeyeceksin" mi demeliyim, yoksa "Yenilsen de yensen de kalbim hep seninle!" mi demeliyim, bilemedim. Bir futbol dehası, "Taraftarı taraftar yapan trajedidir" der. Bu söz, sanki Aşigoları anlatıyor. Dram, trajedi, üzüntüNe derseniz deyin, Aşigolar bunları yaşadı. Mali durum berbat, oyuncular gitmiş, dokuz kişi ile sahaya sürülen kadro ve bu durumda bile "Acaba?" diyen bir yönetim. Uşakspor, bu yıl hüznün şampiyonu, kederin dostu, acının arkadaşı oldu adeta. Sahaya tam kadro çıkmak bile sevinmelerine yetiyor. Ege futbolunun dibe vuruşunu, herkes sus pus olmuş seyrediyor. Bu kulüplerimizi yok saymak, görmemek; kötü sonlarına seyirci kalmak hiçbirimizin hakkı değil. Buradan bütün etkili ve yetkililere "Haydi göreve! Ege'de futbol bitiyor, ne zaman göreceksiniz?" diye soruyorum. Aşigoları da başarının değil başarısızlığın, sevincin değil hüznün, şampiyonluğun değil takımlarının yol arkadaşı olduklarından, takımları için gösterdikleri "yaşatma" çabasından dolayı kutluyorum. Aşigo olmak, kırmızı-siyah aşkı için renk körü olmak anlamına gelmiyor mu zaten! Ölene kadar sevmek, ölümüne sevmek

YAZAN: ERHAN KARSLI

Uşak'ın en büyük halı sahası açılıyor Uşak'ın en büyük halı sahası açılıyor

Ekran görüntüsü 2023-06-01 100153

Editör: Ali ARASLI