Uşak Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ekrem Savaş, ABD’de yan yana oturan 2 akademisyenin randevusuz görüşmediğini öne sürerek, “Biz de nasıl oluyor hemen tak -aa Ahmet nasılsın, çay söyleyelim sonra başlıyor dedikoduya. Bir araya geldik mi  ya rektörü çekiştiririz, ya dekanı çekiştiririz” dedi.

Uşak Üniversitesi’nin eğitimde kalitesini artırmak için yaptıkları çalışmalar ve aldıkları akreditasyonlarla ilgili açıklamalar yapan Rektör Ekrem Savaş, burada ABD’deki deneyimlerini paylaştı. ABD’de yan yana oturan 2 akademisyenin bir birinden randevu alarak görüştüğünü ileri süren Rektör Savaş, “Ben uzun süre ABD’de hocalık yaptım, yanındaki arkadaşınla randevu almadan görüşemezsin. Biz de nasıl oluyor hemen tak -aa Ahmet nasılsın, çay söyleyelim sonra başlıyor dedikoduya. Bir araya geldik mi  ya rektörü çekiştiririz, ya dekanı çekiştiririz” dedi._DSC5584

Uşak Üniversitesi’nin kurduğu Sivil Toplum Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından Recep Tayyip Erdoğan Kongre ve Kültür Merkezinde, sivil toplum kurumlarıyla birlikte bir toplantı düzenlendi. Toplantıyla ilgili haber metni ve fotoğraflar kurumun resmi internet sitesinde yer aldı ve basına da servis edildi. Toplantıyı ayrıca kentteki bir yerel televizyon kanalı özel program olarak yayınladı. Egem TV isimli televizyon kanalındaki yayında Rektör Ekrem Savaş’ın programdaki tüm konuşmasına da yer verildi. Daha önceki toplantılarda, gelen öğrenci profilinin yüksek olmasını istediğini belirten Rektör Prof. Dr. Ekrem Savaş, bu düşüncesini yineledi. Savaş, “Biz 100 binin altında öğrenci çekmek istiyoruz. 100 binin altında öğrenci bana büyük katkı sağlar ve hocayı zorlar. Ciddi anlamda üniversiteye katkı sağlar. Bana 500 binden, 600 binden, 700 binden öğrenci geliyor. İşte iletişim fakültesinden hocamız burada. 700 binle gelen öğrenci hoca gelmesin diye kapıya bakar ve ders olmasın ister. 100 binden gelen öğrenci kapıya bakar hoca gelsin diye” ifadesini kullandı.

_DSC5416

REKTÖR SAVAŞ: BEN BUGÜNÜN İŞİNİ YARINA BIRAKMAM, ONUN İÇİN İNSANLAR MEMNUN OLMUYOR

“Sivil toplumla çalışma yapmak istiyoruz. Uşak’ta ne vardır, boşanma oranı nedir, narkotikle ilgili ne var? 12-13 yaşındaki çocuklar sokak ortasında bakıyorsunuz şey yapıyor” diyen Rektör Savaş, şöyle konuştu:
“Sivil toplum kurumu başkanı olmak herkes beni tanıyor demek değil. Raporlar hazırlayabiliriz ve bunları ilgili kurumlara sunabiliriz. Bugün ilk başlangıcı yapmış olduk ve bunu kuran üçüncü üniversite biziz. Tek amacımız sivil toplum kurumlarıyla ortak iş yapmak”.

Savaş, “Benim böyle bir şeyim var, bugünkü işi yarım bırakan biri değilim. Hızlı düşünüp hızlı hareket ederim. Onun için insanlar memnun olmuyor. Çünkü çok üretmek istemiyorlar, az çalışıp yaymak istiyorlar. Bizim kaybedecek zamanımız yok. Dünyayla yarışmak istiyorsak, koşanları yakalamak için sizin ondan çok hızlı koşmanız gerek. Siz koşanları yürümekle yakalamak istiyorsanız, kusura bakmayın yakalamayasınız. Siz batıyı Avrupa ve ABD7yi geçmek istiyorsanız onlar kadar çalışacaksınız” dedi.

_DSC5467_DSC5555

Uşak ve Bolu’da mülteci popülizmi; Ankara ve İstanbul’da ise mültecilere destek projeleri! Uşak ve Bolu’da mülteci popülizmi; Ankara ve İstanbul’da ise mültecilere destek projeleri!

REKTÖR SAVAŞ: ABD’DE YANINIZDAKİ AKADEMİSYENDEN RANDEVU ALMADAN GÖRÜŞEMEZSİNİZ

Amerika’da yan yana çalışan 2 akademisyenin bir birinden randevu almadan görüşmediğini iddia eden Rektör Savaş, şöyle söyledi: “Ben uzun süre ABD’de hocalık yaptım, yanındaki arkadaşınla randevu almadan görüşemezsin. Biz de nasıl oluyor hemen tak -aa Ahmet nasılsın, çay söyleyelim sonra başlıyor dedikoduya. Üretse gam yemeyeceğim. Ben bazen bilim tarihle ilgilenirim. Biruni 28 yaşında ve İbni Sina 17 yaşında ve ikisinin tartıştığı konu ışık hızının ölçüp ölçülemeyeceği. Biz ne yapıyoruz bir araya geldik mi, ya rektörü çekiştiririz, ya dekanı çekiştiririz, ya valiyi, hızımızı alamayıp milletvekili ve cumhurbaşkanını çekiştiririz. Ben ne yapıyorum demeyiz, ben ne yapıyorum eğer onları geçecek kadar yapıyorsam o zaman eleştirme hakkım vardır. Kardeşim sen şunu şunu yapmıyorsun, bunlar eksik deme hakkın doğabilir bana. Ama ben hiçbir şey yapmıyorum, böyle bir dünya yok. Yok yani diyorum ya, Amerika’daki yanımdaki arkadaşımdan randevu almadan görüşemem, çünkü zaman onlar için çok kıymetli. Günde 15 saat masanın başında oturur. Ama üretiyor, yapıyor ve onun için de gelişmiş ülke oluyor. Bizim alınyazımız değil ki hep gelişmekte olan ülke olmak. Çalışırsak, yaparsak biz de gelişen ülke oluruz”. ALİ ARASLI

Editör: Ali ARASLI