Uşak'ın yetiştirdiği usta ses, saz, beste ve söz yazarı Mehmet Çankaya, 67 yaşında hayata gözlerini yumdu. Orhan Gencebay ve bir çok usta sanatçıyla çalışma yapan Mehmet Çankaya, hiçbir sosyal güvencesi olmadan yıllarca hayata tutunmaya çalıştı.
1950 yılında Afyonkarahisar'a bağlı Sandıklı ilçesinde dünyaya gelen Mehmet Çankaya, Manisa İmam Hatip Ortaokulu'nu bitirdi ve liseyi maddi sorunları yüzünden yarım bırakmak zorundakaldı. 17 yaşında Türk Halk Müziği'ne ilgi duymaya başlayan Mehmet Çankaya, İzmir'e gitti ve ünlü bestekar Bekir Sıtkı Sezgin'den dersler alarak, müzik dünyasına girdi. Kısmet Değilmiş ve Sen Benim Kalbimi Yaz Boz Mu Sandık plaklarını çıkaran Mehmet Çankaya, tam 10 plağı müzik severlerle buluşturdu. 2 çocuk babası olan Mehmet Çankaya, 49 yıllık müzik hayatının sonlarına doğru eski ilgi ve değeri göremedi. İnsanlara her zaman için değer veren ve kimseyi incitmemek için elinden gelen bütün çabayı gösteren Mehmet Çankaya, 67 yıllık ömrü boyunca herkes tarafından sevilen ve sayılan bir isimdi. Ömrünün son yıllarını yoksulluk içinde geçiren Mehmet Çankaya'ya Allah'tan rahmet diliyoruz.
Mehmet Çankaya'nın cenaze namazı bugün ikindi namazının ardından Yılancı Camiinde kılınacak. Çankaya namazın akabinde Asri Mezarlığa defnedilecek.
İŞTE ÇANKAYA'NIN BAZI BESTELERİ:
ALLAHINI SEVEYİM
Bugün yine sabah olmadan
Eyvah yine gece oldu.
Bir damla mutluluk beni bulmadan
Bütün dertler yine beni buldu.
Tanıyamazsın şimdi görsen
Çok perişan haldeyim
Sensin sebep bunlara
Allah’ını seveyim.
Kendin seçtin ayrılığı
Sen eller sözüne uydun
Yazık ettin aşkımıza
Söyle şimdi mutlu musun?
Tanıyamazsın şimdi görsen
Çok perişan haldeyim
Sensin sebep bunlara
Allah’ını seveyim.
SEN BENİM SON AŞKIMSIN
Yavru ceylan gibisin
Okşamaya kıyamam seni
Bin ömür sevsem seni
Yine sana doyamam
O güzel gözlerine
Takıldı kaldı gönlüm
Ben sensiz olamam
Yaşayamam ölürüm
Bir Allah’ıma sonra sana
Gönülden bağlanmışım
Ne olur ANLA beni
Sen benim son aşkımsın
ZORUMA GİDİYOR
Vazgeçtim dünyamdan tatlı canımdan
Anlamadı zalim benim aşkımdan
Dilerim bulsun o da Allah’ından
Zoruma gidiyor böyle yaşamak
Her gün içip onun için ağlamak
Al canımı Ya Rab diye ağlamak
Zoruma gidiyor arkadaşım zoruma
Yıkıldım ben artık bittim arkadaş
Ne bir yarenim var ne de bir yoldaş
Dilerim Tanrıdan bir gün ölünce
Bulamazsın mezarında bir dikilitaş
GİTTİN
“Aşkımsın, canımsın, sensiz ölürüm” derdin.
“Hani beni canımdan çok severim” derdin
Aşk şarabı diye zehir içirdin
Perişan halime gülüp de gittin.
Ne zaman iki satır yazmak istesem
Kahretsin! Hayalin hep karşımda
Bana onulmaz yaralar açıp ta
Gönlümü dertlere salıp da gittin
Ben kendi halinde garip bir ozandım
Tutuldum sana aşkınla yandım
Sen varken bir başka coşar çalardım
Sazımı mızrabımı kırıp ta gittin.